Giriş
(19)

babadan dededen hiç miras kalmaması

nothing in my way
geçen gün sözlükte de başlığını görmüştüm. ben de onlardan biriyim. cidden çok kötü bir şey değil mi ya? bence bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri. tamam sağlık da önemli ama para olmayınca şükredemiyor insan. insan hayata 10-0 geriden başlıyor sanki. çevreme bakıyorum herkese bir
geçen gün sözlükte de başlığını görmüştüm. ben de onlardan biriyim. cidden çok kötü bir şey değil mi ya? bence bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri. tamam sağlık da önemli ama para olmayınca şükredemiyor insan. insan hayata 10-0 geriden başlıyor sanki. çevreme bakıyorum herkese bir şeyler kalmış, bize en ufak bir şey kalmamış. insanın ömrü başkalarına gıpta etmekle geçiyor. sizce de çok üzücü değil mi:(
0
nothing in my way
(19.06.24)
Sen bir de borç kalmasını gör:) ha çok şükür borç kalmadı ama yine de beterin beteri var
0
hlt1985
(19.06.24)
Olmamış demek ki. Sen ebeveyn olduğunda sen bırakabilecek misin, çocuklarına ve torunlarına?
0
rock n roll
(19.06.24)
@rock n roll sırf bu yüzden evlenmemeyi düşünüyorum:)
0
🌸nothing in my way
(19.06.24)
Eskiden biraz daha kolaydı galiba, şimdi daha zor mal mülk bırakmak :)
0
rock n roll
(19.06.24)
Anne babanı seçemezsin ama kayınpederi seçebilirsin :)
0
gabe h coud
(19.06.24)
zengin e$ bakacaksin +1
0
cooperr
(19.06.24)
Yani evet üzücü de, değiştirilemeyen bir durum için üzül üzül nereye kadar. Gereksiz hamallık sanki
0
muhayyer divan
(19.06.24)
Değil
Para, mal, mülk, makam, şöhret...
Bunlar mutlu olmak için, hayatın tadını çıkarmak için hatta hayatın anlamını öğrenmek için ve ebedi mutluluk için olmasa da olur şeyler.
0
etna
(19.06.24)
reddi miras hepsinden güzel
0
ala09
(19.06.24)
eskiden bu kadar problem degildi cunku sifirdan da bir seyler yapilabiliyordu ama su anda sifirdan gelerek bir seyler elde edebilecegin amerika disinda ulke kalmadi sanirim. burada bile sikinti olmaya basladi.

gittikce gerilim artiyor, muhtemelen bir yerde kirilip daha farkli bir sosyal duzenin icine girilecek. bu 10 yila mi olur, 50 yila mi, 100 yila mi bilmiyorum ama olacak net bir sekilde. siniflar cok netlesmeye basladi, sosyal mobilite azaldi. bizim neslin hala umudu var cunku guzel gunleri gorduk ama yeni nesiller harekete gecmezse problem yasayacaklar. kitlesel gocler aldi yurudu. gocmen adam katildigi topluma sifirdan giriyor. bunlar da denkleme fukara olarak katilacaklar.

sen daha bekle sosyal sigorta sistemleri patladigi zaman kiyamet kopacak. insanlar yaslaniyor, yeni nufus sansli bir azinlik disinda fakirlesiyor. millet emekli olamayip sokaga dustugunde o zaman ciddi ciddi kan cikacagini dusunuyorum. 50 yasinin uzerinde ozel sektorde para kazanilmaz. simdi 50 yasindaki adam is bulamasa bile evi barki var. su an 20 yasinda olan genc karin tokluguna calisip 50 yasina geldiginde ev yapamayip ortada kalinca o adam cekecek emaneti, saglayacak adaleti.

benim tezim ayni demokrasinin sosyal erki ailelerden alip vatandaslara esit dagitmasi gibi, ekonomik erkin de ailelerden alinip insanlara esit dagitilmasi lazim. ve hicbir hakkin seve seve verildigi gorulmemistir insanlik tarihinde. cok ciddi sosyal buhranlardan sonra olursa olur. bizim nesil dunyanin cok rahat bir doneminde buyudu. 70 ve sonrasi dogumlu insanlar cidden insanlik tarihinin en guzel donemini yasadilar ve hep boyle olacak saniyorlar. millet 90'lari 2000'leri ovunce romantizm yapiyorsunuz diye bos bir refleks cevap veriliyor ama sonuna kadar dogru bir tespit o. ikinci dunya savasi sonrasi yasanan ozgurlesme ve zenginlesme donemi bitti ve yerini insanlik tarihinde cokca orneklerini gordugumuz buhranlardan birine birakacak.
0
antikadimag
(20.06.24)
hadi olumlu olarak da sunu ekleyeyim.

10 tane evinin olmasinin sana katma degeri yok. bir kislik, bir yazlik ev aldiktan sonraki evlerin katma degeri yok. burada gusto onem kazaniyor.

mesela turgut altinok 600 evi var ama memur gibi yasiyor. sen kendine bir ev yapsan istedigin muhitte, aksam sarabini peynirini alip eve gelebilsen bu hayat seni mutlu eder. ama bu soylediklerime ulasabilmek de kolay degil iste. hele turkiye'de hic degil.

o yuzden bence ne yapip edip bir ev yapmak lazim. sonrasinda da hayattan zevk alacagin bir gusto gelistirmek lazim. o 10 tane ev kalan dizolar bir beach club'a 5000 lira gomerken sen ufak bir pansiyon kiralayip tarihi oren yerlerini gezdigin, gun dogduktan sonra halk plajlari dolmadan denizine girdigin, aksama da tuttugun baligi mangalda pisirdigin bir hayatla yuzlerce dolar harcayanlardan daha kaliteli ve keyifli bir hayat yasayabilirsin.

ama yine de kafa rahatligi icin bir ev sart. bir ev, bir araba, bir de hayat arkadasiyla gayet guzel yasanir bu hayat.
0
antikadimag
(20.06.24)
Bu hayatta bir yerlere gelip bir seyler yapabilmek icin birilerinin yardimina ihtiyacin yok. Once bu inanci beynine sokmalisin.
0
tezek
(20.06.24)
Şükretmek lazım. Kendinizden yukarı olana değil aşağı olana bakın. Para kazanılır sizde kazanabilirsiniz.
0
doharkoman
(20.06.24)
iki dededen bırak miras nasihat bile kalmadı,

sağlık desen o da yoktu ikisinde de. ikiside zengin idi kendi çevresince.
0
duyurukullanıcısı
(20.06.24)
sağlık ve sevdiğin bir işin varsa
kirada da değilsen geçmişi çok takmazdım

zengin olmak güzel bi şey de sınırlı sayıda insan bu luxe sahip
yapacak bir şey yok vakti zamanında ataları ya da kendileri doru hamleyi yapmış
kimse emek vermeden bu noktalara ulaştı diyemeyiz
ortada bir haksızlık yok
0
bir soru sorcam
(20.06.24)
Mirası geçtim,borç kaldı. Beterin beteri var:)
0
asteriks
(20.06.24)
antikadimag +1 durumu gayet iyi açıklamış.
0
komando kani var bende
(20.06.24)
ben bu mantigi anlamiyorum. senin olmayan bir sey icin neden sikayet edesin ki? ben neden rahmi koc'un oglu degilim demek gibi bir sey.

saglik problemin varsa anlarim, yoksa calisacaksin. para cok onemliyse ve turkiye'de bu cok zorsa yurtdisinda calisip para biriktirirsin. dunyanin hicbir yeri 50 yil onceki alim gucune sahip degil. bu abd icin de almanya icin de gecerli bir sey. yapacak bir sey yok.
0
bohr atom modeli
(20.06.24)
dedene - babana kalmış mı da sana kalacak
0
jamswety
(20.06.24)
(1)

Goethe B2 kelime listesi

cek
Sevgili Romalılar, Goethe Institut'un sitesinde A1, A2, B1 seviyeleri için kelime listesi bulunuyor ama B2 için göremedim. Böyle bir kelime listesi mevcut değil mi? Varsa nasıl ulaşabilirim?
Sevgili Romalılar, Goethe Institut'un sitesinde A1, A2, B1 seviyeleri için kelime listesi bulunuyor ama B2 için göremedim. Böyle bir kelime listesi mevcut değil mi? Varsa nasıl ulaşabilirim?
0
cek
(15.06.24)
b1'den sonra olay artik sana kaldigi icin olabilir.
0
bohr atom modeli
(16.06.24)
(3)

Küçük çocuğun yetişmesi için yazlık-site

velasco
Merhaba. 3.5 yaşında bir oğlum var ve yaz döneminde; eskilerde ( doksanlı yıllarda) olduğu gibi arkadaşlıklar edineceği, koşturacağı, eğleneceği, top oynayıp bisiklete bineceği, sonradan görme veya anlayışsız insanların olmadığı bir ev-site arayışındayım. Evlerin eski olması önemli değil. Sizlerin
Merhaba. 3.5 yaşında bir oğlum var ve yaz döneminde; eskilerde ( doksanlı yıllarda) olduğu gibi arkadaşlıklar edineceği, koşturacağı, eğleneceği, top oynayıp bisiklete bineceği, sonradan görme veya anlayışsız insanların olmadığı bir ev-site arayışındayım. Evlerin eski olması önemli değil. Sizlerin bildiği böyle yerler var mı? Varsa nerede?
0
velasco
(12.06.24)
satılık mı, kiralık mı? hangi bölgeler? biraz daha detaylı sorun soruyu.
0
hops
(12.06.24)
istanbul cengelkoy emek mahallesi boyle bir yer. babamin akrabalari yasiyor ben de hayatimda 5-10 kere gitmisimdir fakat herkes birbirini taniyor ve herkesin evi mustakil fakat zengin insanlar da degiller. boyle bir gecekondu durumu var orada. fakat insanlar varos degil boyle 90larin mahallesi gibi.
0
bohr atom modeli
(12.06.24)
hocam maalesef bu aradığınızı bu dönemde bulmak biraz zor. çünkü devir değişti.

doksanlarda bütün yazlarımı aynen dediğiniz gibi bir ortamda, arkadaşlıklar edinip, koşturup eğlendiğimiz, bodrum turgutreis'te yazlık bir sitede geçirdim. bir sürü arkadaşım oldu, çok eğlendik.

yazlarımızı hala aynı yazlık sitedeyiz. arkadaşlarım da hala aynı sitede. çoğumuz evlendi, çoluk çocuk sahibi olduk. ama hiçbirimiz eskisi gibi gidip 3 ay yazlıkta kalamıyoruz ki. eskiden babalar çalışırdı, anneler emekli/ev hanımı idi. ailecek giderdik, işi olan babalar döner, anne ve çocuklar 3 ay kalırdı. şimdi anne de çalışıyor, çocukların da yok yaz okulu, yok bilmemne kampı. kimse 2-3 ay yazlıkta kalamıyor.

hanım öğretmen, ben de serbest çalıştığım için 1 ay gidebiliyoruz, en uzun tatil yapan da biziz. o süreçte arkadaşlarımdan gelen olursa biz de çocuklar da takılıyoruz ama en fazla 2-3 gün. onda da çoğunlukla hepsinin elinde telefon. aynı oyunu birlikte oynuyorlar ama telefonla. ha top oynayıp koşturuyorlar da, ama azıcık yorulunca hemen telefon alınıyor ele.

sitedeki son yazlık arkadaşları da biziz. bizden önceki nesillerde her yaş grubunda yazlık arkadaşlığı vardı. bu gelenek bize kadar devam etti. sonra yazlık arkadaşlığı kavramı bitti.
0
kibritsuyu
(12.06.24)
(3)

Birşey üretmek istesek, aynısından yada marka isminden dünyada var mı yokmu

Zetnikov
Birşey üretmek istesek, aynısından yada marka isminden dünyada var mı yokmu nasıl anlarız. bunu bulmanın araştırmanın bir yolu var mı?mesela diyelim ki tshirt bastırmak istesek logosundan, verecegimiz marka adından, dizaynından dünyada var olup olmadıgını nasıl anlayacagızadam hava alsın dıye delıkl
Birşey üretmek istesek, aynısından yada marka isminden dünyada var mı yokmu nasıl anlarız. bunu bulmanın araştırmanın bir yolu var mı?

mesela diyelim ki tshirt bastırmak istesek logosundan, verecegimiz marka adından, dizaynından dünyada var olup olmadıgını nasıl anlayacagız

adam hava alsın dıye delıklı yapmıs mesela bu tur seyler patente giriyor mu
yada mesela " benım adım ahmet ben kral adamım " yazmıs aynı özlü sözü başkalarıda yazabiliyor mu?
geçen gördüm "be stronger than excuses" yazmıslar bunu kopyala yapıstır yapılabılıyor mu
0
Zetnikov
(11.06.24)
sırf bu işlerle yolunu bulan avukatlar var. müşterilerden vekaleti alıyor trademark olan görsel, isim, marka vb.. şeyleri bulup maili gönderiyor, üstü kapalı tehdit. copyright ile korunan marka, görsel, kelime gibi şeylerde sıkıntı oluşur özlü söz, kelime gibi sahibi olamayacak şeylere ilgili bir sorun çıkmaz fakat kullanılan font mesela lisanslı ise oradan yakalayabilir. otomatik bir mekanizma yok takıntılı kolay para peşinde avukatlar var. yani salı pazarında her şeyi satabilirsin fakat etsy'de mümkün değil.

var mı yok mu da buradan www.uspto.gov
0
carisch
(11.06.24)
@carisch

hocam teşekkür ederim söylediklerinizi düşünüyorum saygılar
0
🌸Zetnikov
(11.06.24)
mühendislikten bildigim kadariyla patent olayi tum dunyayi kapsayan bir sey degil. gidip japonya'da kim ne uretiyor diye bakmak zorunda degilsiniz. fakat turkiye'yi kapsayan bir patent alinmissa dikkat etmeniz gerekir. bunun icin patent avukatlari falan var tabii. bir cirpida soylemek zor.
0
bohr atom modeli
(11.06.24)
(5)

başkasının hayatından GERÇEKTEN ilham veya gaz aldığınız oluyor mu?

m e b
selamlar.hani bir yakınınız/tanıdığınız/arkadaşınız veya tarihi bir figür olabilir. sıfırdan başlamıştır, türlü zorluklarla karşılaşmış ama yılmamıştır, iyi bir yerlere gelmiştir vs vs. sizde hiç "vay be, ne güzel, helal olsun. ben de aynısını yapabilirim <3<3<3" diyor musunuz? örnek aldığınız oluyo
selamlar.

hani bir yakınınız/tanıdığınız/arkadaşınız veya tarihi bir figür olabilir. sıfırdan başlamıştır, türlü zorluklarla karşılaşmış ama yılmamıştır, iyi bir yerlere gelmiştir vs vs. sizde hiç "vay be, ne güzel, helal olsun. ben de aynısını yapabilirim <3<3<3" diyor musunuz? örnek aldığınız oluyor mu kendinize?

valla ben tanıdığım biriyse gerçekten onun o sürecine tanıklık ettiğim için sevinme ve takdir etme olayı oluyor ama asla "o yapabildiyse ben de yaparım" mevzusu olmuyor. sevinişim bile onun adına oluyor, yoksa beni alakadar etmiyor. bakış açım "yav onun karakteri, hayatının dinamikleri başka, benimkiler çok başka" şeklinde oluyor.

mesela bir çobanın herhangi bir sınavda birinci olması, engelli birinin engeline çok ters yönde bir sergi açması, falanca kişinin orada seçilmiş ilk x olması, 108 yaşındaki adamın yepyeni bir üniversite/dil/okula başlaması bende yaprak oynatmıyor. sizde de öyle mi?
0
m e b
(10.06.24)
"Bir insanın yapabildiğini her insan yapabilir." sözünü duyduğumdan beri inanılmaz ilhamlar alıyorum insanlardan. Gerçek olanlardan tabii, uydurduğu yalanlara inanan toksik iyimserlerden değil.
0
sekizdokuzon
(10.06.24)
bazen filmlerde izlediğim şeyler kısa süreli gazlıyor birkaç saat kadar. ama hayatıma etki eden bi tarafı yok. dünyanın en hırssız insanı olarak başkasının yaptığı herhangi bi şeyden etkilenip heves edemiyorum.
0
nic cage
(10.06.24)
Klise gelebilir ama Atatürk'ü aliyorum ben. Beni gercekten calismaya ve ogrenmeye itiyor. Onun disinda lisedeki yakin cevrem parlak insanlardan olusuyor. Onlarin etkisi muhakkak olmustur. yine de ben en cok kendi kendimi "birileri yaptiysa ben de yapabilirim" ile motive ediyorum. simdiye kadar da pek bosa cikmadi.
0
bohr atom modeli
(10.06.24)
Hayir, hiç bir zaman.

Bilakis gördügüm her sey birbirinin tekrari ve kli$e geliyor çogunlukla.
0
Yourcousinmarvinberry
(10.06.24)
var, kuzenim.
yazılım sektöründe işe girdi. atm ve benzeri siber güvenlik konularında uzmanlaştı. şirketi halka arz olunca hisse aldı. sonra daha çok çalıştı daha çok hisse aldı. önce firmaya ortak, sonra da GM oldu. sonra firmayı sattı ve başka bir şirket kurdu. ülkemizin en zengin iş adamlarından biri şu an ortağı. takdir edip gaz alıyorum. sendekinin aksine o başardıysa ben de akılcı davranıp başarabilirim motivasyonu yakalamaya çalışıyorum.
0
KidLazer
(11.06.24)
(11)

Ali Koç mu Aziz Yıldırım mı iyi di?

sonhakan
Fikrini değiştiren var mi?
Fikrini değiştiren var mi?
0
sonhakan
(09.06.24)
Ali koç kaldığı sürece sırtımız yere gelmez.

Not: hedef 25
0
birmilyonunvarmi
(09.06.24)
gsliyim, aziz yıldırım daha iyi başkan olur diye düşünüyordum fikrim değişmedi. aziz yıldırım fena olgunlaşmış. tehlikeli gs için
0
paintov
(09.06.24)
ikisi de basarisiz oglu basarisiz. ali koc daha basarisiz hatta. al birini vur otekine.

keske ucuncu bir kisi bulabilseydik.
0
baldur2
(09.06.24)
ali koç ne yaptı ki, full başarısızlık.
0
ferenc
(09.06.24)
galiba dün geceki tartışma özelinde sordun. yani genel olarak hangisi başarılı değil, tartışma programında hangisi daha iyiydi diye sordugunu tahmin ediyorum

bence aziz yıldırım daha iyiydi. ali koçta hep bi gizemli haller, bir kibir var. karşı tarafın açığını bulmuş gibi lafı gediğine koymuş gibi konusuyor ama ortada bir şey yok. zaten aziz yıldırım da bir kaç defa dalga geçti, "ne garip adamsın" gibi bir şeyler dedi. "her şeyi yanlış anlıyorsun" dedi

seçimi büyük ihtimalle ali koç kazanacaktı zaten, bu tartışma aziz yıldırıma seçim kazandıracak kadar fark yaratmaz bence, ama aziz yıldırım gibi bir tecrübe bu şansı da değerlendirmek istedi
0
abelardo
(09.06.24)
ali koç,

aziz yıldırım sadece sermayeden yedi maalesef
0
duyurukullanıcısı
(09.06.24)
ikiside değil
ikiside başarısız.

fakat dün akşam gördük aziz yıldırım canlı yayına iyi niyetle gelmiş, kongreyi,taraftarı birleştirmek için. oysaki ali koçun nefret kusmak için geldiği çok belliydi. konuşması, hal ve hareketleri ne kadar terbiyesiz olduğunu gösterdi.

zaten en büyük sorun koskoca kulüpte bunlardan başka aday çıkmaması.
0
my fault
(09.06.24)
gsliler ali koc'un finansal konularda ve kadro kalitesinde sahip oldugu ivmeden asiri cekiniyorlar fakat kazanacagini bildiklerinden "azizden korkuyordum" diyorlar.

aziz yildirim futboldan anlasaydi ismail koybasilarla alper potuklarla ucer senelik sozlesmeler yapmazdi. ali koc'un aldigi kadroya bakmak yeterli ikisinin arasindaki farki gormek icin.

eskiden iyi kadro kurmak kolaydi. euro dusuktu, parayi basip aliyorlardi. ffp yoktu. simdi olay cok farkli noktalara geldi. zaten ilk defa aziz yildirim bunla karsilastiginda kadro degeri 75 milyon euroya kadar dusmek zorunda kaldi cunku hicbir fikri yoktu ffp ile ilgili.

simdi de kulubun basina gecip olan kaynaklari sacma sapan transferlerle harcayacak kazanirsa. ali koc buraya adim adim geldi. bu yuzden de saglam bir temeli var. boyle devam ettigi surece yillarca surecek ambargo ve avrupada basari kacinilmaz. mourinho'yu oyle herhangi bir takimin basina getiremezsin. adam da goruyor bu ivmeyi.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
Fikrim degismedi, ikisi de Fenerbahçe seviyesinde başkan adaylari. Hangisinin 5. Yildizi kutlamalarini tvden izleyecegini merakla bekliyorum.
0
logisticsmanager
(09.06.24)
Son 20 senede rakibin 10 sen 6 kez şampiyon olduysan başarısızsın demektir. Aziz yıldırım kabadayı olduğu için hakemler üzerinde daha etkili. Ali koç zengine bebesi gibi para harcıyor. Olay sistemsizlik net. Bence fb başkanları soyunma odasına gsdan daha çok karışıyor ve daha sistemsiz bir yapılanma içinde ondan kaybediyorlar.
0
mikahakkinen
(09.06.24)
ikisi de cok kötü. ali koc un kisilik bozuklugu oldugundan emin oldum gibi bir sey ama.
0
robert bosch
(09.06.24)
(3)

Almanya çifte vatandaşlık yasası

dali dili havali korna
80'lerde almanya'da doğmuş fakat birkaç sene sonrasında türkiye'ye dönmüş biri yeni çıkacak yasa kapsamında çifte vatandaşlıktan faydalanabilir mi? Anne baba türk vatandaşı.
80'lerde almanya'da doğmuş fakat birkaç sene sonrasında türkiye'ye dönmüş biri yeni çıkacak yasa kapsamında çifte vatandaşlıktan faydalanabilir mi? Anne baba türk vatandaşı.
0
dali dili havali korna
(08.06.24)
Maalesef ben de 90 larda doğdum babamın hatası ile buraya dönmüşüz alman vatandaşlığına geçmeyi bırak orada yaşamak için oturum izni bile vermiyorlar.
0
the sound and the fury
(08.06.24)
illegalstar
(09.06.24)
almanya'da dogum yetmiyor vatandaslik icin. zaten o olay sadece abd gibi birkac ulkede var. avrupa'da yok benim bildigim.

link buldum:
qz.com
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
(15)

çok soru soran kişiler

deartheodosia
nasıl algılarsınız? zeki/aptal, meraklı/hadsiz vs?
nasıl algılarsınız? zeki/aptal, meraklı/hadsiz vs?
0
deartheodosia
(08.06.24)
Buraya mahsus soruyorsan kesinlikle burayı hareketlendirmeye çalışıyor. Bana göre. Yok genel soruyorsan iletişim ve ilgi ihtiyacını gidermeye çalıştığını düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(08.06.24)
Kararsız. Ben gibi
0
numlock
(08.06.24)
sorudan soruya fark var.

bazen sırf laf olsun, muhabbet diye de sorulabilir. bazen aşikar şeyleri sormak bile gerekebiliyor.

meraklı/zeki derim genelde soru soranlara. aptal demem pek. hadsiz de olabilir çok soruyorsa.
0
biseysorcaktim
(08.06.24)
Ömür törpüsü.

- Seni seviyorum.
- Neden?
0
gabe h coud
(08.06.24)
mal. hepsi gibi
0
pavlis
(08.06.24)
soruya göre degisir.
örnek lütfen?
....
galiba ben de cok soru soruyorum :)
0
robert bosch
(08.06.24)
olumlu veya olumsuz bir sey dusunmem
ama hafiften de sinir gelir abarti sekildeyse
0
aferin cok iyi dusunmussun
(08.06.24)
Mesela üretim yapan bir fabrikada yeni işe giren bir mühendisi düşünelim. Fabrika hakkında hiçbir şey bilmiyor. Her şeyi sormasını, merak etmesini beklerim. Sormuyorsa yadırgarım. Sorduğu soruların özelliğine göre zeki mi yoksa vasat mı onu anlarım.

Çok ufak bir araştırmayla bulabileceği şeyleri soran birisi eğer bunu alışkanlık haline getirmişse pek hoş karşılamam. Zevzek olduğunu düşünürüm.

Özellikle çocukların sordukları sorular onların zekalarıyla ilgili çok güzel ipucu veriyor. İyi soru soran çocuğa rastlayınca mutlu olurum.

Önemlidir soru sormak.
0
pispinti
(08.06.24)
Kesinlikle sordukları soruya bağlı. Sorusuna göre "Vay geri zekalı" ile "Hmm! Çok mantıklı bir soru" arasında geniş bir yelpaze var.
0
nawar
(08.06.24)
ne soruyor, anlamak için mi soruyor. konuşmuş olmak için mi soruyor bu önemli.
0
orpheus
(08.06.24)
Kişisel soruysa tersliyorum.
İş ile ilgiliyse cevaplarım, soru saçma olursa olsun, herhangi birşey düşünmem. Hepimiz öğreniyoruz. İyi bir soruysa, beğenirim kaliteli bir insanmış falan derim.
Ortamla insanlarla ilgiliyse, iyi düşünmem.
0
durgunfoton
(08.06.24)
cok soru sormak biraz aptallik gostergesi bence. dogru sorulari bulamiyor ya da cok dusunmuyor diye dusunurum ben.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
uzmanı dışındakiler soruyorsa aptal, insanları rahatsız ettiği için hadsiz.
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
istihbaratçı olduğunu düşünürüm
0
Hallegadola
(10.06.24)
aramdaki ilişkiye göre değişir. kadın erkek tanışıklılık süresi. yani sorunun net değil. gerizekalı'dan çok zekalıya kadar geniş bir yelpazede
0
100binZar
(11.06.24)
(12)

Ali Koç ile Aziz Yıldırım arasındaki temel fark ne?

sonhakan
Proje yaristirmadiklarina göre nedir temel mesele?
Proje yaristirmadiklarina göre nedir temel mesele?
0
sonhakan
(08.06.24)
isimleri?
geçmişleri de olur
0
pavlis
(08.06.24)
stad projeleri var yarıştırdıkları. onun haricinde siyasi kanat farkı var. ali koç muhalif bir adam ama aziz yıldırım hükümete daha yakın, daha doğrusu ılımlı bir isim.
0
mustafakesekci
(08.06.24)
Ali Koç artık Aziz Yıldırım'ın enkazını devralmasına bırakılamayacak kadar çok hata yaptı. Finansal olarak 1,5 senedir düzlüğe anca çıktık. Daha yeni normal seviyelere geldik. Geçtiğimiz 10 yılın gelirlerine ipotek konmuştu, pos makinesine kadar haciz yolundaydık. Hepsi Aziz yüzünden oldu, Ali sayesinde düzeldi. Bu konuda hakkı yenmez ama futbol yönetiminden anlamadığı kesin. Aşırı popülist hareketler yapıyor.

Aziz Yıldırım ise ondan daha popülist söylemlerde bulunuyor. Ağzını açmasa rahat kazanırdı. Şimdi ise sadece TikTok ve Twitter'da Kurtlar Vadisi editleri izleyerek gaza gelen (ve Aziz Yıldırım yönetimi görmemiş) 25 yaş altı ile 45 yaş üstü romantikleri etkiliyor. Yani bütün taraftarı bu değil ama çoğunluk bu. Verdiği sözler çocuk kandıracak cinsten.

Ali Koç gelirse önümüzdeki Avrupa'da önümüzdeki 3 sene bizim lige göre güzel başarılar elde etmeye ve hem kulübü hem ülkeyi cazip hale getirmeye başlarız. Lig şüpheli, burada iş farklı dönüyor. Aziz Yıldırım gelirse ya bu sene ya da önümüzdeki sene 1 kere şampiyon oluruz. Bunu yaparken de düzlüğe çıkan kulübü batırıp gider. Sonra yine GS'nin BJK'nin ve TS'nin kadro dışı bıraktığı 33+ oyuncular ile belimizi doğrultmaya çalışırken ilk 3'e girmeye oynarız.
0
nawar
(08.06.24)
Ali koç muhalif mi? Tüm cemaati yanına çekmiş.

Aziz yıldırım 30+ insanların alışık olduğu başkan gibi başkan, tam bir o.g. Faruk süren gibi, Süleyman seba gibi.
Ve Ali koçtan çok daha zengin. Koç ailesi ne kadar destek olursa var, aziz yıldırım kendisi var.
Koyu bir beşiktaşlı olarak diyorum bunu.
Aziz başkan kraldır.
0
numlock
(08.06.24)
Not: inşallah da aziz başkan kazanır seçimleri.
0
numlock
(08.06.24)
Koyu bir Beşiktaşlı nasıl aziz Yıldırım över hayretle okuyorum.

Bu genç kardeşime 2003-2004 sezonunu araştırmasını öneririm.

Öte yandan futbol dünyası -sadece Türkiye'de degil- pis ve kirli bir dünya. Aziz Yıldırım bütün bu işleri ve bağlantıları çok daha iyi yonetiyordu. Şanssızlıgi akp+feto operasyonu kendisine patladı.

Ali koç ise bomboş bir adam. Türkiye'nin en varlıklı ailelerinden birisin ve tribünden adam dövmek için atliyorsun :) koç ailesinin olmamış üyesi kendisi. Kardeşlerini araştırın ne kadar alakasız olduklarını göreceksiniz (vizyon ve entelektuelite acisindan)

Temel fark, biri bulunduğu konuma kendisi geldiği için bütün bağlantılara çok daha hakim ve daha başarılı (daha kirli) öbürü ise tepeden sadece koç soyadi ile inmiş ortalıkta alık gibi gezinen bir tip

Not: tr futbolundaki bütün "basari" gibi görünen organizasyonların arkasında hep çok kirli bir ağ vardır.
0
makbur
(08.06.24)
aziz yıldırım 20 senede 10 gs şampiyonluğu
ali koç 6 senede 3 gs şampiyonluğu

şimdi aziz yıldırımın o 10 senede fb şampiyonluğu var
ali koçun hiç fb şampiyonluğu yok

bence ali koç kalsın. dış mihraklar, jome sorunho hojamız anadın mı, eagle hocamız.
0
baldan kaymak
(08.06.24)
Baldan kaymak +1
Aradaki fark birinin bir adet şeytan kupası bir adet de Türkiye kupası var. Diğerinin en azından şampiyonluğu var.

Yoksa ikisi de aynı seviyede insanlar. Sadece biri bu noktaya kendi gelmis, diğerinin dedesi zengin.
0
logisticsmanager
(08.06.24)
Aziz yıldırım başkan gibi başkandır. Emekli dayılar gibi "araştırmanı öneririm" demek gülünç. Yaşım da 40.
0
numlock
(08.06.24)
@numlock

Kusura bakmayın lütfen. Ben böyle başkan gibi başkan, kral adam vs ithalatı duyunca yaşınızın 40 olacağını tahmin edemedim :)
0
makbur
(08.06.24)
aziz yildirim'in futbolu hala 2000'lerin basi gibi sanmasi. halbuki son 4 fiyasko yilinda anlamaliydi.

ali koc basarisiz ama kulubu aldigi noktada kadro degeri 75 milyon euroydu. bu sene bariz sampiyonlugu calindi. avrupada ceyrek final gordu. rakibini kendi sahasinda yendi. bu bunlarin en buyuk gostergesiydi.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
Tabii canım araya hikaye sokusturuyoruz..

Her ne hikmetse reis 7 şubatta kendisini indirmek isteyen fetoculerle sadece 4 ay sonra turkiye'nin en buyuk stadinda 100 bin kisi Çılgınlar gibi fetoculuk kutluyor -türkçe olimpiyatları- yetmiyor "tulaayy gerii doonn" adamı gibi hocaefendisini çağırıyor..

Fıkra bununla da bitmiyor, koç ailesi ile yakın (!) İlişkiler içinde olan aktroll kardeşimiz allah razı olsun ki biz fakirlere koç kardeşleri detaylarıyla anlatıyor..
0
makbur
(10.06.24)
(8)

florürsüz diş macunu

toua tokuchi
bunlar dişleri florürlü olanlar kadar korur mu?
bunlar dişleri florürlü olanlar kadar korur mu?
0
toua tokuchi
(08.06.24)
Benim dişçim max florürlü olanları kullanıyormuş kendisi.
Florürün ağız içinden emilen miktarından bi şey olmaz diyenlerin görüşü bana daha mantıklı geliyor.
0
zimbirik
(08.06.24)
Uzun yıllardır florürsüz kullanıyorum, gayet güzel koruyor. Diş hekimim ilk görüştüğümüzde diş macunumu öğrenmiş ve gözleri fal taşı gibi açılmıştı, 3 sene sonra diş teli sürecim bittiğinde beni muayene edip göstermişti bak dişlerinde hiç diş taşı yok nasıl oldu anlamadım demişti. Florürsüz kullanıyorum gayet memnunum.
0
muhayyer divan
(08.06.24)
Bir de çürük başlangıçlarını florürlü diş macunu temizleyebiliyormuş ve tekrar bir katman oluşmasını sağlayabiliyormuş diş yüzeyinde. Florürsüz olunca sadece temizlik yapıyor bildiğim kadarıyla.
0
zimbirik
(08.06.24)
Bu konuda kişilerin deneyimlerine pek itibar etmemek gerek. Çünkü dişlerin sağlığı konusunda diş macununa varana kadar onlarca etken faktör var.
En başta genetik miras, sonra beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı der, uzar gider.
İşin diş fırçalama kısmı diş sağlığında sonlarda bir yerde.

Hayatında ağzına fırça değdirmemiş, diş hekimi koltuğu görmemiş, 32 dişi de pırıl pırıl adamlar gördüm ben.

Ama dünya bu kadar kötülendiği halde florürden de vazgeçmiyorsa bir bildikleri var. Florürsüz diş macunu öneren diş hekimi de vardır mutlaka da ben hiç görmedim.

Florürsüz macunların pahalılığını görünce de bu konunun pazar oluşturmak maksatlı abartıldığını düşünüyorum.
0
Mirket
(08.06.24)
@mirket ağzına sağlık. Ben de diş hekimi olarak bir şeyler yazmak istiyorum ama şu muhabbet çok uzuyor. Biri gelip “hastr” diyecek diye çok şey diyesim gelmiyor. :)

Soruya cevap, diş macunu kullanmak zorunda değiliz. Mekanik temizlik en önemlisi, florür zararından çekiniyorsanız , florürsüz kullanabilirsiniz. Çok da mühim değil. Gidip boşuna çok para verip marka ürünler alıp, firma elemanı gibi lafta “sağlık savunucusu” da olabilirsiniz ama ne gerek.

Milyon tane çalışma var. Florür diş minesini kuvvetlendirir. Bakteri üremesini engeller/yavaşlatır. Başlangıç çürüklerini tedavi eder.

Paracelsus'un "Tüm maddeler zehirdir, ilacı zehirden ayıran dozudur" Sözünü de hatırlayalım.

Burada artı ve eksilere bakılır. Kiminin genetiği, bakımı,diyeti iyidir, florürsüzle de sorun yaşamaz. Kimi aksi durumda kötü hijyene sahip vb. kişidir, flor kaşıklar ama ne fayda.

Florür karşıtı insanların ana dayandıkları makaleler geneli etkilemiyor bence ama çoğu zaten dayandırılan bilime değil de “marketing” ve sosyal medya safsatalarına bakıyor. Haklı yönleri de var ama halk sağlığı için florür yasaklanması şu dönemde söz konusu değildir.

Sadece şebeke sularının florlanması ile bile sağlık sistemindeki çürük hastalığı yükü çok azalmıştır. Bunları çok anlamazlar.
0
bir ileti paylastim
(08.06.24)
@mirket @bir ileti paylastim @toua tokuchi

Kullandığım florürsüz diş macunu, markanın piyasaya sürdüğü diğer florürlü türlerin hepsinden ucuzdu. Hâlâ da öyle. Daha pahalı filan da değildi.

Madem diş fırçalamak diş sağlığı için yapılacaklar listesinin sonlarında, neden günde 3 defa muhakkak fırçalanması için yıllarca birileri kıçını yırttı onu da anlayamam açıkçası.
0
muhayyer divan
(08.06.24)
Listenin sonunda olması önemsiz olması anlamı taşımaz ki.

Bir yığın faktör var. Başkalarının kişisel deneyimleri sana emsal teşkil etmesin anlamında söyledim ben onu.
0
Mirket
(08.06.24)
olsa da olmasa da muhtemelen pek bir sey fark etmez. reklamcilik basarisi ikisi de.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
(11)

Telefonunuzu En Uzun Ne Kadar Süre Kullandınız?

rock n roll
Şu an kullandığım 4 yıl olacak. Bir önceki kapanıp açılmayınca, bu telefon ailem tarafından doğum günü hediyesi olarak alındı :)
Şu an kullandığım 4 yıl olacak. Bir önceki kapanıp açılmayınca, bu telefon ailem tarafından doğum günü hediyesi olarak alındı :)
0
rock n roll
(07.06.24)
Telefonlarımın ömürleri 4-5 yıl arasında değişiyor. 4 yıldan az kullandığım olmadı. 5'i gören de çok yok. Hepsini bozulana kadar kullandım.
0
nawar
(07.06.24)
Canımın sıkıldığı bir gün kullandığım telefonları keep'e not etmiştim. Oradan baktığımda 1999-2024 arası 25 yılda 10 farklı telefon kullanmışım. En uzun süre kullandığım telefon 5 yılla Nokia 6230i.
0
pispinti
(07.06.24)
şu an kullandığım tel 8 yıldır kullanıyorum. kırılıp bozulmazsa bir süre daha kullanırım. iphone 7
0
exlibris
(07.06.24)
4 sene. bana ideal geliyor. hala kullanılabilir haldeyken satıp yenisini alıyorum.
0
jelly bear
(07.06.24)
Şu an iki telefonum var, kişisel telefonum 15 pro max 5 aylık. Şirket telefonu 15 - 7 aylık

Bundan öncekileri 2 sene sonra değiştiğim genelde.
0
gabe h coud
(07.06.24)
Iphone 5s 7,5 sene kullandım.

Şimdi Eylül 2021 senesinde aldığım SE var. Bakalım 3 sene olacak.
0
put it in your appropriate place
(07.06.24)
Ben olabildiğince uzun süre kullanmaya çalışıyorum. 2021 yılında almıştım sanırım, daha en az bir yıl kullanırım.
0
hayirsiz
(08.06.24)
10 yıldır eşimin eski telefonlarını kullanıyorum. dolayısıyla onun istatistiğini vereceğim. 4 yıl.
0
brakgn
(08.06.24)
Hemen hemen her yıl değişiyorum.
0
numlock
(08.06.24)
3,5 - 4 yıl arası. Daha az ya da daha fazla olmadı hiç
0
akhenaten
(08.06.24)
ilk ciktiginda aldigim iphone x'i halen kullaniyorum. yaklasik 7 yil oldu. bu sene yenisini alacagim ama.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
(8)

Likör ne ile içilir?

darkwizard
Jagermeister ve türevleri ne ile içilir.
Jagermeister ve türevleri ne ile içilir.
0
darkwizard
(07.06.24)
Soğuk ve sek içilir.
0
numlock
(07.06.24)
Türk kahvesi eşlikçisi
0
Mirket
(07.06.24)
likörden liköre değişir ama jagermeister sek ve shot içilir
0
sir gawain
(07.06.24)
brandy ve likörler genelde digestive içkilerdir ve yemeklerden sonra içilir. ama ben kahve eşliğinde ya da hafif bir tatlı ile birlikte içebilirim. genelde oda sıcaklığında içilse de ben on the rocks şeklinde buzla içerdim.

şu şekilde meyve sularıyla da karıştırılabilir ama jager'in tadı baskın olduğu için herkes beğenmeyebilir
www.bigbearswife.com

alkol sağlığa zararlıdır.
0
exlibris
(07.06.24)
Jager'i portakal suyu veya enerji içeceği ile yumuşatabilirsiniz fakat sek içmeye alıştıktan sonra hiç bir karışıma ihtiyaç duymazsınız. Jager türevi likörler kış mevsimi içkisidir. Eğer bu mevsimde içeceksiniz mutlaka serin/soğuk ortamda uyuyun aksi halde olumsuz etkilenilirsiniz.
0
HellKeePer
(07.06.24)
bu tur seyler digestive diye geciyor. yemekten sonra bir iki minik shot bardaginda icilip gecilir. oyle sarhos olmak icin uzun uzun icilen ickiler degiller cunku agir ve cok sekerliler.

turklerdeki jägermeister olayini anlamiyorum bence de berbat bir icki. averna, fernet branca falan da bu egilimdeki sevmedigim ickiler.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
@bohr atom modeli

Likörlü içkiler evet baya şekerli bir disaronno vardı bizde 5dk da bir sürü sinek üşüttü üstüne içkinin
0
🌸darkwizard
(09.06.24)
soğuk ve sek derler ama oda sıcaklıgında ve sekte güzel bence.
sert falan diyorlarda Romanyada sindirim için içilen diğer likörler yanında hafif bence.

turk kahvesıne sek likorler genel olarak iyi gidiyor bence.
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
(44)

Neden çocuk yapıyorsunuz?

ananiyimioguz
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesel
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.
0
ananiyimioguz
(23.05.24)
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.
0
nic cage
(23.05.24)
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.
0
sertac akin
(23.05.24)
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.
0
mirty
(23.05.24)
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)
0
duguit
(23.05.24)
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
0
jülsezar
(23.05.24)
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.
0
Mirket
(23.05.24)
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
0
ferenc
(23.05.24)
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.
0
bohr atom modeli
(23.05.24)
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
0
Kediyi üzdün
(23.05.24)
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.
0
turuncu tonlarda
(23.05.24)
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
0
pianeta
(23.05.24)
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.05.24)
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
0
taurina
(24.05.24)
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
0
gmzo
(24.05.24)
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.
0
semaforo de medianoche
(24.05.24)
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
0
nhk ni youkosu
(24.05.24)
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
0
cooperr
(24.05.24)
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.
0
The_Lollok
(24.05.24)
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.
0
dreamsandcolours
(24.05.24)
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
0
halk
(24.05.24)
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
0
makbur
(24.05.24)
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
0
abuzer
(24.05.24)
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
0
ermanen
(24.05.24)
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
0
va
(24.05.24)
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
0
elorelia
(24.05.24)
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
0
abuzer
(24.05.24)
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi
0
ala09
(24.05.24)
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
0
peki madem
(24.05.24)
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.
0
kondansator
(24.05.24)
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
0
iwillsee
(24.05.24)
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.
0
Whily
(24.05.24)
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.
0
instant crush
(24.05.24)
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
0
psmstc
(24.05.24)
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500
0
psmstc
(24.05.24)
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor
0
iwillsee
(24.05.24)
(6)

Restoranlarda servis ucreti adi altinda para alinmasi hakkinda?

Zetnikov
Mesela yemek yiyorsunuz ve fiyati ustune yuzde bilmem ne kadar servis ucreti eklenmis. Ne yapiyorsunuz ve genel yorumunuz nedir?
Mesela yemek yiyorsunuz ve fiyati ustune yuzde bilmem ne kadar servis ucreti eklenmis. Ne yapiyorsunuz ve genel yorumunuz nedir?
0
Zetnikov
(11.05.24)
Bence her şey fiyata dahil olsa daha makul (fiyat yine yüksek olsun ama tam olarak ne ödeyeceğimizi bilelim) fakat özellikle İtalyan restoranları bunu hep yapar bilerek gidiyorum.

Bu arada, mesela ABD'de video işi yapanlar çekim faturasına ekipman kirasını da ayrıca ekliyor. Başka yerden kiralamıyor kendi ekipmanını ek yansıtıyor. Yenilemek için bu lazım diyorlar bir yandan haklı, ama bir yandan bu işi yapıyorsan atıyorum yazılımcı çalışırken ek olarak laptobumun kullanım masrafı x lira ekliyorum dese bi garip kaçar gibi geliyor. Her işte böyle olacaksa ve normal karşılayacaksak okeyim ben.
0
nhk ni youkosu
(11.05.24)
kapidan girmeden acikca belirtmedikleri surece soygun, yoksa tercih olarak gorurum. hangi restoranin neye kac para isteyecegine karisamazsin ama yemek bitince fise aslinda onceden soylemedikleri bi seyler eklemislerse bu etik degil.
0
bohr atom modeli
(11.05.24)
Saçma geliyor.
Servis ücreti içinde bile neler var ya da bilmiyoruz açıkça. Masada olması gereken bir çatal veya tuzluk yoksa, fiyattan da kırmak lazım o halde değil mi?
0
diyecevaplandı
(11.05.24)
Önceden haberim varsa kesinlikle gitmem böyle bir yere. Haberim olmadan hesap sırasında ogrenirsem önce şey bir şekilde sorarım bu nedir diye, ikinci kere artık gitmem. Google yorumlarda da yazarım.
Düşün bakkala gidiyorsun, dondurma almaya, dondurma ücreti + 2 tl istiyor, neden diyorsun, servis ücreti diyor, buzdolabına gittim dondurmayı aldım sana verdim diyor.
Valla en nefret ettiğim şey ve kırmızı cizgim.
Servis ücreti, kuver vs bunları görüyorsan orası hakiki esnaf değil, paragöz üç kağıtçı filandir.
0
etna
(11.05.24)
Taşımak zorunda olduğun bir yükün üzerinde
Ambalajı şu kadar kilo, içi bu kadar kilo yazmasıyla
Toplam şu kadar kilo yazması arasında ne fark olabilir ki?
0
Mirket
(11.05.24)
mekanda böyle bir ibare varsa veya menüde açık şekilde belirtilmişse tamam ama hiç bir yerde yazmadan hesapla birlikte geliyorsa bu bildiğin dolandırıcılık.
zaten yemek ücretleri şişirilmiş üstüne yok servis ücreti yok küver yok bahşiş tamamen adam soyma. zaten böyle bir mekana bir daha gitmem.
0
my fault
(11.05.24)
(6)

Monaco futbol/basketbol taraftarları kimler?

nundu
Şimdi dünkü Monaco-Fenerbahçe maçına bakarken aklıma takıldı, bu Monako dediğimiz yer zenginler kulübü gibi bir yer mantıken, birkaç sene önce gidip görmüşlüğüm de var, yani burada futbol ya da basketbol maçına gidip taraftarlık yapacak kimse yok gibi yerel popülasyondan.Peki bu takımların maçlarına
Şimdi dünkü Monaco-Fenerbahçe maçına bakarken aklıma takıldı, bu Monako dediğimiz yer zenginler kulübü gibi bir yer mantıken, birkaç sene önce gidip görmüşlüğüm de var, yani burada futbol ya da basketbol maçına gidip taraftarlık yapacak kimse yok gibi yerel popülasyondan.

Peki bu takımların maçlarına kim gidiyor? Etraftaki Fransa kasabalarında yaşayanlar desek futbolda Nice var 30 dakika mesafede yani onu desteklemek daha mantıklı sanki. Basketbolda belki yine daha mantıklı olabilir tabii etrafta başka euroleague seviyesinde takım olmadığı için. Ne bileyim Leclerc'in milyoner ailesi gidip son dakika golüne/üçlüğüne seviniyo mu onu merak ediyorum biraz da :d
0
nundu
(09.05.24)
basarili olunca cevre illerden de takipcisi cok olur. bkz. fenerbahce galatasaray.
0
bohr atom modeli
(09.05.24)
Monako'da herkes milyoner değil, Lec'in ailesi de çok zengin değildi bildiğim kadarıyla hatta geliri belirli bir durumun altında olanlara yardım yapıyor prenslik.
0
bartholomew87
(09.05.24)
herkes milyoner olsa o milyonerlerin garsonları, şoförleri, korumaları, temizlikçileri, banka görevlileri, su tesisatçısı kimler olacak? :) o yüzden tamamını milyoner diye düşünmemek lazım.
0
ilgeru
(09.05.24)
genelde çevre illerdeki basketbol seyircileri nice marsilya yakın şehirlerden gelip maç izleyebilirler fazla bir taraftarı yok.

@barholomes87 leclercin dedesi gayet zengin şu an dayısı da gayet zengin. hanginizin vaftiz babası bianchi?
0
mikahakkinen
(09.05.24)
Dün final four maçıydı o yüzden full doldu hatta prens albert ve avenesi bile geldi. Diğer maçlarda o kadar dolmuyor en fazla 6-7 bin kişi gidiyor, futbol stadı da o civarda. Zenginler localarda takılıyor ama tribünleri dolduranlar ağırlıklı olarak takımdakilerin yakınları ve hizmet sektöründekiler.
0
iwasbornonamountainside
(09.05.24)
efes pilsen'in de maçlarına gidiyor mesela insanlar ama gidenler sadece şirket çalışanları değil. bunun gibidir muhtemelen. sempati uyandırıyor fransız halkında.
0
ahm1
(09.05.24)
(17)

Haç kolye takılmasını garipsiyor musunuz?

morca
Bu ülkede ve Hristiyan olmayanlar tarafından tabii ki bahsettiğim. Genç kız ve erkeklerde son yıllarda çok fazla görüyorum, çoğunluğu gotik görünmek isteyen veya haç takmanın cool olduğunu düşünenler. Haydi onlara öykünme diyelim en basitinden. Peki kendine rockçı diyen 45-50 yaşındaki abilerin bu t
Bu ülkede ve Hristiyan olmayanlar tarafından tabii ki bahsettiğim. Genç kız ve erkeklerde son yıllarda çok fazla görüyorum, çoğunluğu gotik görünmek isteyen veya haç takmanın cool olduğunu düşünenler. Haydi onlara öykünme diyelim en basitinden. Peki kendine rockçı diyen 45-50 yaşındaki abilerin bu tarz kolye veya küpe kullanması? Hristiyan değiller yani dini bir amaç yok kesinlikle. Doğrudan yargılamaktan kaçınma çabasıyla birlikte zihnimde onlarla ilgili bir miktar ilginç bir profil çizilmesine sebep oluyor açıkçası bu. Siz ne düşünüyorsunuz? Yaştan, olgunluktan bağımsız olarak gayet normal mi?
0
morca
(08.05.24)
Türkiye oksimoronluk merkezi olduğu için garipsemiyorum.
0
ferenc
(08.05.24)
22 yasimda erasmustayken, bir gece tren istasyonunda sabahlarken, evsiz bi bulgar teyze onu diger serseri evsizlere karsi korudugum icin bana boynundaki hac ve isa kolyelerini vermisti. Isa kayboldu da haci takarim hala arada. Boyle bi anlami olmasaydi da takardim pasa keyfim oyle istedigi icin. Takanlara karsi bi fikir de belirmiyor. Taki iste süs püs gayet normal. Dini sebeple takilmasindan cok daha anlasilir buluyorum ve bence estetik bi tarafi da var. 30k
0
nic cage
(08.05.24)
Komik geliyor. He isteyen istedigini yapar tabi.
0
logisticsmanager
(08.05.24)
Normal bir ülkede olsam garipserdim. @ferenc çok güzel özetlemiş.
Ama garipsemem sadece beni ilgilendirir. Takmak istiyorsa taksın tabi.
0
Mirket
(08.05.24)
Müslüman için asla olmayacak bir şey haçlı kolye takmak.
Müslüman olduğunu söyleyen ama bunu takanın daha İslam hakkında bilmediği bir çok şey daha vardır.

Hristiyanlık için olmasa bile öylesine veya şekil olsun takmak bir bahane olamaz ve bu şekil hristiyanlıkla özdeş ve onun alametlerinden biri haline gelmiştir.
0
diyecevaplandı
(08.05.24)
inancindan dolayi takiyorsa hic sikinti yok, insanin bir dinin mensubu olarak dogmasi sacma, sonradan din degistirmek istemek normal.

pbur taraftan sadece estetik kaygisi ile takiliyorsa bu zaten oncelikle dini onemi olan bir objeye saygisizlik. ayrica bence dangalaklik, hersey oyuncak degil.

bunu yapan bir arkadasim vardi, yurtdisinda hatun avina ciktiginda oltadaki yem olarak kullaniyordu mesela. gidip en satafatlisini almisti. partiye gore takip cikartiyordu. araplarin partisine gittiginde osmanli tugrasi falan takardi. te allam..
0
cooperr
(09.05.24)
garipsemiyorum. inançsız birisinin takmasını da garipsemiyorum. inanıp taksa daha çok garipserim hatta. cool görünüyor bence. yakıstırıyorsa takabilir. güzel bir şekil bence haç
0
abelardo
(09.05.24)
Bunu takan Z kuşağının bir çogu ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Bunu sadece bir aksesuar sananlar bence çoğunlukta. Mesela K-pop denilen akımın peşinden koşturanlarda epey çok kullanılır bu haçlı kolyeler. Sebebi de K-pop grupların boynunda haçlı kolye görmeleri. Özenip bulup aksesuar niyetine takıyorlar. Yaşı yüksek olup da aslında takan dayı ve teyzelerin marjinal görünmek amacıyla taktıklarını düşünüyorum tabi ( Hristiyan degilseler tabi)

Bir ara gamalı haç kolye takan bir z kuşağına bunun ne anlama geldiğini sorduğumda bana şunu söylemişti.

Bilgisayar oyununda görmüştüm hoşuma gitti ondan takıyorum demişti.

O sebeple bence çok anlam yüklememek lazım. Bence isteyen kafasına huni de takıp gezebilir.
0
limonlu eksi
(09.05.24)
Hıristiyan olmayabilir ama hıristiyanlığa sempati besliyor olabilir. şartlar kendisi için olgunlaşsa belki hıristiyan olacak olabilir. bence milletin ne taktığını kafaya takmayı bırakırsak daha iyi olacak.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.05.24)
Valla ben garipseyemiyorum ya :D Ha ama şu var, yansıtmaya çalıştığı tarzı taşıyamıyorsa garip geliyor gözüme evet. Bu her türlü tarz için geçerli. Ama hem karakter olarak, hem görünüş olarak tamamen "o şey" olmuşsa garipsemiyorum. Dinle alakalı hiçbir düşüncem de yok bu arada bunları söylerken, çünkü zaten sizin de fark ettiğiniz üzere dini sembol olarak kullanılmıyor bu. Aklıma bile gelmiyor açıkçası dini açıdan bunu düşünmek.

Haç dini bir sembol olmaktan çok, dini teması olan bir sembol. İçine çok fazla ekstra anlam yükleniyor yıllar boyunca. Örneğin gotik akımlarda haç temelde dini bir simgeden ortaya çıkmış olsa da artık farklı bir ambiyansın parçası aynı zamanda. Şimdi bunu başka neyle anlatacaksınız? Ya da neden buna bu kadar kafa patlatasınız ki? Ortada yıllar boyu içine bir ton imge eklenmiş bir kalıp sembol var zaten. Örneğin aynı durum yin yang sembolü için de geçerli. Bunun gibi tonla şey var. Ama bence burada en önemli nokta haçın imaj anlamında bu kullanımını Hristiyanlar oluşturmuyor zaten. Hatta hristiyanlar bunun böyle kullanılmasına karşı. Yani bu hususu görmezden gelerek yapılacak her türlü çıkarım konuyla alakasız kalıyor bence. Haliyle o haç sembolü hristiyanlık kökenli olsa da "hristiyanca" bir şey asla değil. Olsa da fark etmez de, değil yani.

İnsanların olağan şekilde yaşarken bir felsefi manifesto gibi de dolaşması gerekmiyor bence. Bazı şeyleri sadece yaparsınız. Bizde nedense insanlar her yapılan şeyin derin felsefi bir altyapısı olması gerektiğine inanıyor. Ben uğraşamam şahsen :D ilham öyküleri kitabında yaşamıyoruz sonuçta. Biraz da keyif almaya bakmak gerek.
0
akhenaten
(09.05.24)
Peki o gördüğün insanlar gerçekten hristiyan ise, nasil bu kadar emin olabiliyorsun olmadiklarina sirf bakiş atarak? Hepsiyle tek tek konuştun mu? Sordun mu hayir

Bana sanki senin haç takanlara kıl olma durumun varmış gibi geldi
0
Zetnikov
(09.05.24)
Takanların Hristiyan olduğunu düşünüyorum. Ama Hristiyan değillerse ve onu takıyorlarsa dışarıdan Hristiyan olarak görünmeyi kabul eden kimseler olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bakınca bunu yapan Müslümansa tabii ki pek akla yatan bir hareket olarak gelmiyor.
0
psipsipsi
(09.05.24)
Birleşik Krallık bayraklı tişörtler falan da yer yer moda oluyor. Herhangi bir ülke bayraklı kıyafet giymek için o ülke vatandaşı olmak gerekmiyorsa, haç kolyesi de bence öyle. İnsanları ne giydiği/ne taktığı üzerinden yargılamam pek fazla. Beğenmiştir takmıştır der geçerim
0
nundu
(09.05.24)
muhtemelen bos adamdir der muhabbeti fazla uzatmam. hatta yurtdisinda da oyle. kiyafetinde dini sembol kullanan hangi dinden olursa olsun bos insandir benim icin.

ayrica gercekten hristiyan bir turke bir kez universitede denk gelmistim. bir daha da gelmedim. genelleme yapmak cogu zaman hayat kurtarir.
0
bohr atom modeli
(09.05.24)
garipsemiyorum. garipseyenleri garipsiyorum.
0
paintov
(09.05.24)
Hristiyan olup takanlar için okay gayet normal diyorum ama hristiyan değil de özentilikten takıyorsa bana aşırı basit ve sığ biri izlenimi veriyor.
Ciddiye aldığım insanlar kategorisine sokmam mesela.
0
Gradient_tabanlı_mor
(09.05.24)
Liseden beri takarım ben, o zamanlar kolye takardım şimdi hem küpem hem kolyem var.
İnançsızlığım lise öncesine kadar gider, görsel olarak hoşuma gittiği için takıyorum gayet de seviyorum, hatta asıl en sevdiğim formu ters haç ama bununla yapılmış küpe ve kolyeye denk gelmedim hiç, gelirsem onu da alır takarım.
0
mutekebbir
(09.05.24)
(15)

Bu İnsanın Maddi Durumu İyi Mi Sizce?

french lover
Yaşına göre durumu nasıl sizce? "Daha fazla şeye sahip olabilirdi" der miydiniz? Birikim için geç mi kaldı?Yaş: 32Tecrübe: 9 yılMeslek: Makine mühendisiSektör: Savunma sanayi (son 3 senedir böyle)Maaş: 95.000 TLMal varlığı: Kendine ait arabası var sadece, değeri 2 milyon TLBorç: YokBirikim: YokEvi:
Yaşına göre durumu nasıl sizce? "Daha fazla şeye sahip olabilirdi" der miydiniz? Birikim için geç mi kaldı?

Yaş: 32
Tecrübe: 9 yıl
Meslek: Makine mühendisi
Sektör: Savunma sanayi (son 3 senedir böyle)
Maaş: 95.000 TL
Mal varlığı: Kendine ait arabası var sadece, değeri 2 milyon TL
Borç: Yok
Birikim: Yok
Evi: Kirada oturuyor (8700 TL kira)
Medeni durumu: Bekar
0
french lover
(08.05.24)
iyi. birikim ihtiyacı hissediyorsan başlayabilirsin ama bu ülkede pek işe yaramaz. her ay en fazla 1-2 çeyrek altın arttırabilirsin o kadar.
0
numlock
(08.05.24)
Birikimi hiç yoksa parayı savuruyordur ve eksiye düşmeye yakındır.

Alınan paranın çokluğu değil, nereye harcandığı mühimdir.
0
diyecevaplandı
(08.05.24)
iyi degil. sahip oldugu tek sey araba o da yerinde deger kaybeder, masraf cikarir, zaten benzin pahali. yani mal varligindan ziyade aylik bir gider kalemi aslinda :)

araba alip giderlerimi artirincaya kadar 9 yilda ekstra gelir olusturacak seylere yatirim yapardim. hisse senedi olur, imkan varsa ev ama onu almak büyük kalem. imkan dahilinde olmayabilir.

3 net maas zaten nakit para olarak kalmali acil durumlar icin. bazilari bunu 1 yil yapiyor.

isini kaybetse borc icinde. yeni is bulana kadar bir soluklanamaz her ay ödemesi gereken bir sürü kalem var ve ekstra gelir yok. o yüzden iyi degil. yoksa 2 milyon da güzel para gayet.
0
robert bosch
(08.05.24)
buna iyi degil demek icin %1'lik kesimde olmak lazim. gayet iyi. birikim yok denmis de araba da birikim sayilir.

maas turkiye sartlarina gore gayet iyi. gecen forddaki muhendisler 50 bin lira aliyoruz diye sikayet etmiyor muydu? makine muhendisi sirket kurmadigi surece turkiye'de fazlasini zor alir zaten.

bence ortalamaya gore epey iyisin.
0
bohr atom modeli
(08.05.24)
Maaş tabi ki ortalamaya göre iyi çünkü 32 yaşında ve savunma sanayinde çalışıyor.

Ama şunu açıkça söylemek gerekir eğer 7-8 senedir çalıştığını varsayarsak bu ortalama üstü maaşa bu birikim az. Çünkü savunma sanayi yıllardır ortalama üstü maaş veriyor hatta eskiden uçurum daha yüksekti. Şayet öyle bi durum yoksa gayet iyi durum.
0
Mcfly
(08.05.24)
Mcfly +1
Bu soruya cevap kişinin kac senedir bu tarz maaş aldığına bağlı. Ben de savunma sanayi maaslarindan haberdarim ve her zaman üst seviyelerdeydi. 9 yıldır burada calisiyorsa birikim olmamasi kötü yani ya da ev işine ucuz kredi zamani girmemis olmasi.
0
logisticsmanager
(08.05.24)
İyi. Bu da soru mu şimdi? Neden geç kalsın arkasından atlı mı kovalıyormuş? Araba satılıp yatırım olarak değerlendirilebilir (ama bu toplumda gereksiz bir araba sevdası var saçma bir şekilde statü simgesi olarak görülüyor)
0
doharkoman
(08.05.24)
Şimdi gördüm 3 senedir savunma sanayinde olduğunu o zaman normal/iyi yani. Bundan sonra daha iyi gider, bu yaslardan sonra asıl paralar kazaniliyor (genele bakarsak tabiki kesin uç örnekler vardir).
0
logisticsmanager
(08.05.24)
bu arkadasa araci satip biran once bir ev almasini oneririm.
simdiden bir tane 25lik sevgili bulsun, 5-6 sene sonra da evlenebilir. 35'den once evlenmesin.
0
cooperr
(08.05.24)
Her ay eline geçen paranın (yolda bulduğu dahil) %10 u ile birikim ve yatırım yapmayanın,

Şu an itibariyle, aylık geliri / 10 X ay olarak çalışma hayatı = kadar birikimi olmayanın,

ve finansal okuryazarlık eğitimi olmayanın

bu günlerini çok yanlış olarak geçirdiğini düşünüyorum ben.

Not: Arabaya yatırım denir mi konusunda tereddütüm var. O zaman cep telefonunada mı yatırım diyeceğiz?
0
Mirket
(08.05.24)
Maddi durumdan bahsederken maaştan ziyade ne kadar birikim yapılabildiği esas konu olur sanırım. Maddi durum diyoruz sonuçta.

Atıyorum bir şirketin maddi durumu hakkında konuşurken bile ne kadar kâr ettiği ettiği konusu kârını ne kadar verimli kullanıyor olduğu kadar önemli değildir. Ortalık yüksek kârlarla batan şirket kaynıyor.

Hayat hep aynı değil, her an her şey değişiyor. Şu an çok yüksek maaşlarla çalışıyor dahi olsa ertesi gün ne olacağını bilemez. Sağlık sorunları, işsizlik, değişen ekonomik şartlar, çalıştığı sektörde değişen şartlar bu kişiyi şimdiki durağan döngüsünden çıkarabilir.

Birikim yoksa ve konu maddi durumsa bence bu kısmı en önde vurgulamakta fayda var.

Bu kişi birikim oluşturabilecek bir maaşa sahip. Maddi durumunu düzeltmek bu durumda bu kişinin seçimine bağlı. Bence bunu yapsın. Aksi takdirde kendisinden çok daha düşük maaşla çalışan birinin kendisinden daha iyi bir maddi duruma sahip olduğu bir noktaya ulaşması çok olası.

Tek başına araba bir yatırım değil. Yatırım konusunda en çok tekrarlanan en temel şeylerden birisi "bütün yumurtaları aynı sepete koymamak" eğer o arabaya bir şey olursa bütün birikim duman olur uçar. Evet şu an ülkede birikim oluşturmak ve bunun değerini koruyabilmek daha zor ancak zor demek gereksiz demek değil. Zorluk ve imkanlar farklı bir konu ama birikim kavramı farklı bir konu. Keşke zor olmasaydı, ama zor. Bana sorarsanız ekonomik olarak daha stabil bir ülkede birikimin önemi şartların daha fırtınalı olduğu yere göre daha az olurdu.
0
akhenaten
(09.05.24)
En azindan 1+1 ev almasi lazim. Zor bi orta yaslilik bekliyor kendisini
0
halk
(09.05.24)
millet asgari ücret ya da bir tık üstüyle bile azıcık da olsa birikim yapıyor. bu maaşla eviniz ve birikiminiz yoksa kötü. ya da mesela 2 milyonluk araba yerine 1 milyonluğa binip 1 milyonla da arsa vs. alınabilir. parayı kötü yönetiyorsunuz.
0
candide
(09.05.24)
abi şöyle söyliyim,

yaş: 29
tecrübe: günü kurtarmak için çalışıyor, herhangi bir uzmanlığı ya da "kariyer" basamaklarını tırmanmada işe yarayacak tek bir gün yok
meslek: yok
sektör: dil/edebiyat (çimenlere uzanıp şiir okuyorum)
maaş: 15 bin (resmiyette işletme sahibiyim, asgari ödeme zorunluluğu yok)
mal varlığı: 200 dolar (dayımdan alcam, borcu var)
borç: 30 bin
birikim: yok
ev: iki ev arkadaşıyla kalıyor (iki ev arkadaşı olduğu sürece 5000 lira)

***

diyeceğim o ki herkesin temposu farklı ve herkes için "daha fazla şeye sahip olabilirdi" diyebiliriz ya, bunun gerçekten sonu yok. yanlış anlama halime bak şükret diye söylemiyorum, zaten şu durumdaki birisi herhangi bir yetişkin için muhatap bile değildir ama sen iyi kötü tecrübe sahibi işinde gücünde bir adamsın belli ki.

yalnız ayda 95 bin kazanıp 8700 kira ödesem ben bile birikim yapardım, onu ekleyeyim. o kısmı enteresan geldi. hani borç filan olsa neyse dicem ama borç da yokmuş. 95 bin lirayı nasıl yiyosun her ay yav.

kısacası bence maddi durumun iyi hatta döviz bazında bile sağlam kazanıyorsun, DÜNYA GENELİ için orta-üst sınıf sayılır bunlar ama para akmaya devam ettiği sürece. bi ev bi şeyler olsa daha iyi olurdu sanki, yapılabilir de.
0
mark greg sputnik
(09.05.24)
95.000 lira maaş ve 9000 lira gibi bir barınma gideriyle bir birikiminiz olmaması normal değil. 1. Dünya ülkesi ortalaması maaşı alıp 3. Dünya ülkesinde birikim yapamıyorsunuz. Harcamalarınızı kontrol etmeniz ve bu maaş skalasında her ay en az 1000 dolar kenara koyabilmelisiniz.
0
denizgonen
(09.05.24)
(19)

Kafayı yemek üzereyim.

kozm
Selam seferoğulları, 2 senedir ingilizce ile uğraşıyorum sadece.. işim bile yok. 1.5 sene alt yapımı yapılandırmakla geçti ve 3,4 gramer kitabı bitirdim. Yaklaşık son 5 aydır toplu ingilizce dersi alıyorum. Listening ve reading konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydettiğimi görebiliyorum. Fakat h
Selam seferoğulları,

2 senedir ingilizce ile uğraşıyorum sadece.. işim bile yok. 1.5 sene alt yapımı yapılandırmakla geçti ve 3,4 gramer kitabı bitirdim.

Yaklaşık son 5 aydır toplu ingilizce dersi alıyorum. Listening ve reading konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydettiğimi görebiliyorum. Fakat her türk evladı gibi speaking konusunda kafayı yemek üzereyim çünkü ne yapacağımı bir türlü kestiremiyorum.

sadece ama sadece tek atımlık bi 400 bin param var ve önümde sadece 1 senem var. Ne yapmalıyım? 1 senede bu iş için 400'ü car cur etmeye hazırım, yeterki adam gibi konuşabileyim. Mesala iş yerinde sunum yapabileyim.

1. irlanda dil kursları, 6 aylık hem çalışma fırsatı hem dil okulu dedikleri,
2. cambly, preply vb.. özel hoca, Allah ne verdiyse iyi hoca bulana kadar aramak
3. Özel bir kurs'ta conversation için iyi bi hocam bul yüz yüze daha anlamlı ve etkili olur.

İngilizce seviyem için bir fikir: Depending on your circumtances you may wish to opt for one method or the other.

Fakat speakingim sıfır. :/

Teşekkürler şimdiden.
0
kozm
(06.05.24)
bence sorun ingilizce degil senin bunu takinti yapman ve mukemmeliyetci olman. 5 aydir toplu ders alip 3,4 gramer kitabi bitirip speakinginin sifir olmasi imkansiz.
0
buenosdias
(06.05.24)
benim tavsiyem turistik bir yerde konusabilecegin bir ise gir, tur sat, barmenlik, garsonluk vs.
0
Ley
(06.05.24)
buenosdias, tespitin çok güzel, fakat bir çözüm yolu sunmadıkça etkisiz.
0
🌸kozm
(06.05.24)
biz türklerin çoğunda bulunan konuşmaya çekinme durumuyla karşı karşıyasın. Önce çekinmeyi bırak. speaking konuştukça gelişir. kendini geriye çekme.

Ayrıca speaking demek kelime demek. Kelime eksiğini gidermen lazım. Kelime çalış. Okuduğunda kelimenin anlamını bilmekle kullanmak farklı şeyler. Bazen kelimenin anlamını bilirsin ama konuşurken aklına gelmez.

cambly vs bence çok faydalı değil. yüzyüze konuşmak her zaman faydalı. Yurt dışında bulunmak kesinlikle fayda sağlar. 3. maddedeki durum da fayda sağlar.

Ama herşeyden önce çekinmeyi bırak ve konuş. Karşındaki yine anlar seni merak etme.
0
nuevo
(06.05.24)
nuevo, teşekkür ederim dostum.
0
🌸kozm
(06.05.24)
dissendium, teşekkür ederim dostum. Sektör itibariyle global şirketlerde konuşmama gibi bir lüksüm yok zaten. İş anlamında fırsatlarımı genişletmeye çalışıyorum, yönetici kaygısı taşımıyorum. Problemim, ingilizce olarak neredeyse hiç ağzımı açmış olmamam.. Sürekli listenin yapıyorum ama, türkçe düşünüp ingilizce konuşmaya çalışıyorum. Pratiğim yok.
0
🌸kozm
(06.05.24)
3 aylık tatile çık. Kurs falan onlar hikaye, gözünü boyamaktan başka bişey değil. Tatile çık, sosyalleş, partiler, arkadaş edin, bomba gibi dönersin. Hem çok daha ucuz.
0
numlock
(06.05.24)
Gerekirse I go you come gibi olsun ama konuşmaya başla. Şu yazdığın cümleyi bi kerede söylemek istiyosun ama öyle olmaz. Bunu yazabiliyorum ama niye söyleyemiyorum diye düşünüp iyice kilitliyosun kendini. Dil konuştukça açılır. Şimdi A0 ile başlarsın konuşmaya, sonra gelişir. Konuşacak kimse bulamıyosan kendi kendine konuş. Kafanın içinde Türkçe olan düşünce konuşmalarını ingilizce yapmaya zorla, sonra da kendini kontrol et yanlış bir cümle mi kurdum doğru muydu diye.

Benim ingilizcem reading ve listeningde c2 seviyesinde ielts sonucuma göre ama speaking ve writing'im b2 civarı çünkü ikisini de çok kullanmıyorum günlük hayatta. Ama yurtdışına tatile gitsem ikinci günden sonra c1 seviyesine çıkar, 2 ay sonra eski hâline döner, böyledir yani bu iş.
0
nundu
(06.05.24)
Soruda ingilizcenizin gayet yeterli bir düzeye ulaştığından ama speaking konusunda zayıf kaldığınızdan bahsetmişsiniz.

Verdiğiniz cevapların birinde ingilizce olarak ağzınızı hiç açmadığınızdan bahsetmişsiniz.

Eh, 5 gramer kitabı bitirmek eminim size gramer konusunda bir şeyler katmıştır. Aynı şekilde uzun süreler listening çalışmak da öyle. Belli ki faydasını görmüşsünüz. Yöntem belli kısaca.

Verdiğiniz 3 örnek de yeterince uygun. Bence en az masraflıdan en masraflıya doğru temkinli bir süreçte ilerleyin. Sadece speakingi geliştirmek için tonla para harcamanın bir alemi yok. Diğer skiller nasıl geliştiyse bu da öyle gelişecek.
0
akhenaten
(06.05.24)
gramer kitabini karsiniza alip dert anlatmiyorsaniz o kadar gramer kitabina gerek yok. speaking icin konusma alistirmasi yapacaksiniz baska yolu yok. bunu desteklemek icin de kitap okuyacaksiniz.

gramer denen sey zaten b2 gibi biter genelde. atla deve degil ki. onemli olan kelime haznesi ve pratik kazanmak.
0
bohr atom modeli
(06.05.24)
madem bu kadar takıntılısın en başta bu işe doğrudan yurt dışında başlayacaktın. türkiyede boşuna 1,5 yıl ve para harcamışsın.

malta, irlanda,ingiltere mümkünse kanada-abd arkana bakmadan koş git.
0
my fault
(06.05.24)
1 sene çok uzun bir süre 400 Bin TL'de ciddi bir rakam. Paranız cebinize kalsın. Belirttiğiniz gibiyse alt yapınız var size en fazla 3-4 ay yeterli. Yapmanız gereken yabancı bir gurbetçi (expat) bulup arkadaşlık etmek ya da ingilizce konuşma kulübü olan kafeler var haftada 1 defa gitseniz yeterli olur. Konuşma olmadığı sürece değişen bir şey olmaz.
0
doharkoman
(06.05.24)
yallah speaking cluba... evde kendi kendine konuşursan, günlük yazarsan vs iyidir. ydışı bilmiyom asosyalsen bi işe yaramaz ama o stresi atmana yarar bkz. malta en uygunu ama kitle önemli full göcmenlerle dil çalışmak no dostum
0
ala09
(06.05.24)
ingilizce konuşmak zorunda kalacağın bir yere 1-2 aylığına tatile git +1

aç kalmamak için illa alışveriş yapacaksın, mecbur kalıp konuşacaksın. sonra açılırsın zaten, kaldığın yerde arkadaş edinirsin falan. hostel, pansiyon gibi yerlerde senin gibi turistler bol olur, sohbet muhabbet ingilizce... gerisi gelir
0
kurbanlik koyun
(06.05.24)
chat gpt ile bi pratik yapmayi dene bence
0
foster
(06.05.24)
Cevap her zaman yurt disina gitmek degil, insanlar neden hep bunu oneriyor pek anlamiyorum. Yani 16 yasinda bir ogrenciyseniz ve yurtdisina gitmek demek egitim hayatinizi bir sure orada devam ettirip mufredati ingilizce gormek ve demek ise tabii kullanmak zorunda kalirsiniz ve ilerleme olabilir, ama yetiskin bir insan icin hicbir plan vs olmadan yurt disina gidip ingilizcenizin gelismesini beklemek luzumsuz. Turkiye'deki kendi hayatinizi dusunun, bircok sey her ulkede digital olarak yapiliyor artik. Markete gidip, alisverise gidip, restorana vs gidip tek kelime konusmamaniz mumkun. Insanlar da "ay bizim dili bilmeyen biri olsa da sohbet etsek" demiyor yani, herkesin vakti yok boyle seye. Bir sekilde denk gelmesi gerek oyle bir ortamin.

Guvenilir bir dil okulundan (yabanci bir ulkede de olabilir) birebir online ders alin derim ben. (Kullandiklari kitap, metod, ogretmen kalitesi vs icin guvenilir okul diyorum.) Bazi okullarda bu ders paketlerini online/yuzyuze olarak degistirme ihtimaliniz oluyor. Birkac hafta deneyip memnun kalirsaniz o ulkeye/sehre gitmeyi biraz da o kulturu tecrube etmeyi deneyebilirsiniz. Olmazsa en azindan ulasim, konaklama, vize masraflariniz cebinize kalmis olur.

Ben zaten Ingilizce ogretmeniyim. Yukarida bahsettigim sekilde baska bir yabanci dil ogreniyorum. Kendi calismam - online ders- ulkede ders kombinasyonunu kullanarak.
0
sopiro
(07.05.24)
anadili ingilizce olan bir ulkeye gidip 400bin bitene kadar kalman, kursa gitmen ve bir yandan da mumkunse part time calisman lazim.

illa buyuk sehirlerden biri olmasina gerek yok, hatta olmasa daha iyi olur, irlandanin ucra kosesindeki bir kursa git ki ingilizce konusmak disinda bir sansin olmasin.

6 ay icinde ozellikle listening/speaking de baya bir fark hissedersin. 1 sene icinde de sunum yapacak kivama gelirsin eger gramer oturduysa ve biraz da yetenek varsa..

onun disinda yok camblyden yardir, yok ozel ders, yok guneye git turistleri parmakla.. bunlarla olmaz. vakit, para ve enerji kaybi..
0
cooperr
(07.05.24)
hepinize çok teşekkür ederim seferoğulları.
0
🌸kozm
(07.05.24)
hocam utanmadan sıkılmadan cambly yada italki gibi yerlerde kendine amerika aksanı hocalar dene. begendiginle calıs. benzer sorun bendede vardı. ispanyolca ögreniyordum baya ders aldım 6 ay falan sımdı canavarım. korkma adamın gorevı senı konusturmak zaten
ıstedıgın kadar kekeleyebılırsın. sımdı lutfen dusunmeyı bırak kaydını olustur.
0
Zetnikov
(20.05.24)
(6)

Barcelona'da denize girilir mi? (mayıs sonu)

tchuck
havaya baktım geçen sene 20 dereceyi zor geçmiş, ben sıcak iklim sanıyordum barcelona'yı. izmir mayıs sonu 35leri görür, bunlar 25 göremiyor. sizce denize girilir mi? ona göre plaja dair bir şey alacağız ynaımıza veya almayacağız.gece hayatı için de apaçi olmayan (genelde nasıl turistler bize gelinc
havaya baktım geçen sene 20 dereceyi zor geçmiş, ben sıcak iklim sanıyordum barcelona'yı. izmir mayıs sonu 35leri görür, bunlar 25 göremiyor. sizce denize girilir mi? ona göre plaja dair bir şey alacağız ynaımıza veya almayacağız.

gece hayatı için de apaçi olmayan (genelde nasıl turistler bize gelince en dandik yerlere gidiyorlar bilmedikleri için, aynı mantık) önerileriniz var mıdır?
0
tchuck
(30.04.24)
Girilmez. Mayista havanin 30+ oldugu egede bile deniz suyu soguk oluyor.
0
hot potato
(30.04.24)
mayıs sonu için mi soruyorsunuz? oralarda o tarihlerde hava 22-23 civarı olur genelde suya pek girilmez. zorlarsan girersin tabi de keyifle takılmalık hava olmuyor yani. barcelona zaten bizim istanbul enleminde falan ve daha serini. sıcak olsun yüzelim falan derseniz malaga civarına inmeniz gerekir, mallorca - valencia falan oralarda güzeldir. top 30 plajlarına bakarsanız çoğu buralardandır zaten ama mayıs için direkt buralar bakılabilir diye akla ilk geldi. onun harici o mevsim sokakları şehri gezmek için en ideal tarihtir. su için değil pek bence
0
avatar is back
(30.04.24)
ben de ayni seyi mallorca icin soracaktim.
0
bohr atom modeli
(01.05.24)
soğuk olur hocam, bir de barcelona'nın denize pek iyi değil normal zamanda bile
0
mysql34
(01.05.24)
mayıs sonu barcelona'da denize girilir. su ne kadar soğuksa o kadar güzel oluyor. barcelona izmir kadar sıcak değil. izmir kadar güneyde de değil, kıyas yapacaksanız istanbul ile kıyaslayın, aynı enlem üstündeler.
denize girmek için de barcelona yerine girona taraflarını tercih ederim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.05.24)
ben girmistim mayis sonu denize. soguk oluyor ama buz gibi degil. hava sicakken girilebilir. kisinin hassasiyetine bagli :) barcelonata tarafi deniz guzel degil bu arada. daha kuzeylerde girmeye calis. ama ispanya guneyinde denize girmek daha mantikli tabii mayis'ta.

gece hayati icin secenek cok. bar ve tapas bar dolu her yer. La Rambla'dan asagi yuruyun. Raval veya Gothic taraflarinda guzel yerler bulursunuz. Ara sokak barlari daha iyi olur. Yol ustundekiler kazikci olabilir. deniz kenari yerler de kazikci.

club olarak sunlara gittim (techno icin):
razzmatazz
apolo/nitsa
input
the garage of the bass valley

ses sistemi en iyi "input" idi.
bir de haftasonlari outdoor elektronik muzik etkinlik olarak "Brunch Electronik Barcelona" var. denk gelirseniz guzel olur.
0
ermanen
(01.05.24)
(1)

Yakın zamanda Couchsurfing kullanan varsa tecrübelerini paylaşabilir mi?

winston insani
MerhabalarHiç kullanmadım bu siteyi, genellikle yurtdışı tatillerimde `booking.com` üzerinden apart veya hostel tutuyorum.Bu sitenin mantığı anladığım kadarıyla "birinde misafir olarak kalıyorsunuz, ona giderken isterseniz hediye götürüyor veya onunla birlikte şehri keşfediyorsunuz" üzerine değil mi
Merhabalar

Hiç kullanmadım bu siteyi, genellikle yurtdışı tatillerimde booking.com üzerinden apart veya hostel tutuyorum.

Bu sitenin mantığı anladığım kadarıyla "birinde misafir olarak kalıyorsunuz, ona giderken isterseniz hediye götürüyor veya onunla birlikte şehri keşfediyorsunuz" üzerine değil mi?

Aylık 3 dolar olmuş ücreti, peki güvenliği nasıldır kaldığınız yerlerin? Yine puan sistemi falan mı var?

Kullanan birileri varsa tecrübelerini paylaşırsa harika olur.
0
winston insani
(20.04.24)
en son 5 yil once kullandim. eskiden ucretsizdi. kalacaginiz insanlari referansina gore secmekte fayda var. sehri gezme olayi o kisiye kalmis. ben iki kere kullandim ikisinde de sadece konaklamak icindi. oyle sohbet muhabbet bira sarap falan.

guvenlik tamamen karsidaki kisinin inisiyatifinde. ben cok zorda kalmadiginiz surece cok onermem. manyagin biri de cikabilir. cart diye tanisip evine gidiyorsunuz cunku.
0
bohr atom modeli
(21.04.24)
(12)

en sevdiğiniz meze hangisidir?

abelardo
rakı sofrası mezelerinden bahsediyorum
rakı sofrası mezelerinden bahsediyorum
0
abelardo
(20.04.24)
hanımın yaptığı deniz börülcesi
acılı ezme salata
pastırmalı humus
0
etna
(20.04.24)
lakerda.
0
antikadimag
(20.04.24)
köpoğlu

haydari
0
jülsezar
(20.04.24)
çerkez tavuğu
humus
acılı ezme
0
sir gawain
(20.04.24)
deniz börülcesi ve yogurtlu olan her sey.
0
robert bosch
(20.04.24)
Hocam keşke bilgi verseydin nasıl bir şey arıyorsun, en pratik evde kolayca yapılacak olanlardan mı yoksa biraz daha alengirli bir şey mi

Düşününce sevdiklerim basit olanlardan çıktı

Bir yoğurtlu meze olsun

Kuru cacık / haydari / yoğurtlu semizotundan birini seçsem semizotu olur (semizotu mevsimi değilse yoğurtlu kereviz olsun kışın)

Patlicanlı bir meze de olsun, köz patlican salatası

Barbunya pilaki
Havuç tarator
Kavun

Bana yeter
0
grimavi
(20.04.24)
pastırmalı humus ve fava
0
hakmut
(20.04.24)
Rus salatası
0
mirty
(20.04.24)
lakerda
cevizli tarator
$ak$uka
pacanga boregi
0
cooperr
(20.04.24)
Fava
Atom (Yoğurt + acı biber + zeytinyağı)
Şakşuka veya közlenmiş patlıcan
Haydari veya havuç tarator

Bonus :

Karides güveç + kalamar.
0
kimlanbu
(21.04.24)
acili girit ezmesi mi ne yemistim gecen sene superdi tadi. icinde peynir vardi.
0
bohr atom modeli
(21.04.24)
kuru cacik
0
supergirl
(21.04.24)
(22)

Kaç yaşında saçınız beyazladı?

meraklitursucu
İlk kaç yaşında beyazladı?
İlk kaç yaşında beyazladı?
0
meraklitursucu
(20.04.24)
42:(
0
nerthus_
(20.04.24)
17-18ken başladı benim. Ailede başka kimsede yok erken saç beyazlaması. Stresten olduğunu düşünüyorum, üniversitede iyice artmaya başladı, iş hayatına geçince de devam etti artış. Şu an 26 yaşındayım, saçlarım siyah ve gür olduğu için tel tel beyazlar güzel görünüyor gözüme o yüzden boyamıyorum. At kuyruğu ya da topuz yaptığımda içlerde kalıyor zaten, açık bıraktığımda da hoşuma gidiyor siyah beyaz görüntü. Belki ilerleyen senelerde boyarım.
0
@stubborn inferno
(20.04.24)
evlenince başladı...
0
bravoteam
(20.04.24)
26
0
ruhen hastayim ben
(20.04.24)
30'da sakal, sonra saç. Fakat genel bi tarama yaptırdığımda folik asit eksikliği çıktı o da beyazlama yaparmış.
0
nhk ni youkosu
(20.04.24)
26-27 yaşlarımda bir tel beyazım vardı.
0
rock n roll
(20.04.24)
24-25 yaşlarında ufak ufak başlamıştı
0
exlibris
(20.04.24)
18
0
sevilen progressive türkücü
(20.04.24)
Sanırım 23-24 yaslarindaydim ilk telleri gördüğümde. Sonrasında uzunca bir süre çok artmadı ama geçen seneden beri önünü alamadık desem yeridir.
0
fraise
(20.04.24)
24 falan. 31 oldum, favoriler bembeyaz:) üstlerde de baya var.
0
nothing in my way
(20.04.24)
boşanırken birkaç adet beyaz sahibi oldum, artmasından endişe ediyorum ahahaha. annemde falan hiç beyaz yoktur, kaç yaşında kadın. boşanma başlangıç yaşı: 29, güncel yaş: 33. sırf bunun için tazminat alınır!
0
deartheodosia
(20.04.24)
28
0
ala09
(20.04.24)
32. son iki senedir beyazlamaya başladı. özellik son 6 aydır baya arttı. önce şakaklardan beyazlamaya başladı, ardından sakal. şimdi ise saçlarda baya çoğaldı.
özellikle saçlar uzayınca çok belli oluyor. o yüzden kısa kestirmeye başladım.
0
my fault
(20.04.24)
30 yasinda beyaz teller gormeye basladim. 2-3 sene oldu cok artmadi ama tek tuk var arada. bu arada vucut 30 yasindan sonra dusmeye basliyor genel olarak.
0
antikadimag
(20.04.24)
15-16'da 2-3 tel beyaz vardi.
0
robert bosch
(20.04.24)
24-25 yaşında başladı sanırım. Ailede genetik olduğu için 29umda baya beyazım var. Ama boyamıyorum duruyolar öyle.
0
turuncu tonlarda
(21.04.24)
27-28
0
cooperr
(21.04.24)
Sakallarda beyazlar 30'larımda çıktı. Saçta henüz beyaz görmedim, denk gelmedim. Çıkmış olabilir, bilemiyorum.

Ek bilgi; Yaş 35.
0
put it in your appropriate place
(21.04.24)
21-22 falan sanirim. simdi yanlarda epey artti. sakalimdaki ilk beyazi da 31 yasinda gordum.
0
bohr atom modeli
(21.04.24)
21-22 gibi düşmeye başladı. şimdi 27 sayılırım %5-10 civarı beyaz var diyebilirim saçta. aralarda kayboluyor boy da uzun olduğundan pek farkedilmiyor ama biri tepeden baksa net görür. sakala da geçen sene düştü şu an 2 tane var.
0
garavel
(21.04.24)
15-16
0
supergirl
(21.04.24)
27.
0
gnosis
(21.04.24)
(4)

Sokakta satış yapmanın cezası kaç lira?

michael_knight
Termosuma filtre kahve doldurup İstanbul'da yoğun bir yerde bardak bardak satmak istiyorum. Bu hafta sonu "mekanlara boykot" meselesi varken aslında bunu denemek için en iyi zaman.Sokakta satış yapmanın cezası kaç lira?Ceza dışında termos ve bardaklarıma ve da el koymaya hakları var mı?Zabıtaya kiml
Termosuma filtre kahve doldurup İstanbul'da yoğun bir yerde bardak bardak satmak istiyorum. Bu hafta sonu "mekanlara boykot" meselesi varken aslında bunu denemek için en iyi zaman.
Sokakta satış yapmanın cezası kaç lira?
Ceza dışında termos ve bardaklarıma ve da el koymaya hakları var mı?
Zabıtaya kimliğimi göstermek, ceza kesmesi için ismimi söylemek zorunda mıyım?
Belediye zabıtasının vereceği ceza dışında bir sıkıntı var mı?
Seyyar mafyası bıçaklar mı?

Yüzde 99 ihtimalle böyle bir şeyi yarın yapmam ama bir gün yaparım diye düşünüyorum.
0
michael_knight
(19.04.24)
Yasak, vergisiz kazanç oluyor bu. Zabıtanın insiyatifine bağlı işlem yapıp yapmamak. Ama birisi şikayet ederse de (ki ben esnaf olsam net şikayet ederdim) mecbur işlem yapmak zorunda (yine insiyatif kullanıp ceza yazmayabilir ama tezgahı kaldırtır her türlü). İsterse malzemelere el de koyar.
Seyyar mafyası nerede yapacağınıza bağlı, bazı yerlerde o tarz işler olmaz ama bazı yerlerde de göz açtırmazlar, çökerler.
0
pianeta
(19.04.24)
Galatasaray üniden birkaç öğrenci zamanında tam olarak senin gibi Ortaköy'de termosla çay satalım lan diye böyle bir maceraya girmişler sadece birkaç dakikada esnafın gazabına uğrayıp vazgeçmişler.

İstanbul gibi yerde göz açtırmazlar muhtemelen ama deneyin sonucu da yazın bir şey olmazsa biz de deneriz.
0
chicha_v2
(19.04.24)
Sahil gibi yerlerde gezen elemanlar oluyor. Onlar oranın gediklisi. Zabıta ve esnaf sorun yapmazsa bile onlar da yapabilir.
0
dre mithatoğlu
(20.04.24)
bunu yaparak teorik olarak su anda soru sordugun insanlarin parasini cebine indirmis oluyorsun.

vergisiz kazanc ahlaksizca bir seydir. yapma.
0
bohr atom modeli
(20.04.24)
(2)

hangisi

remixtherobot
aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni'ni mi izleyeyim, bekleme odası'nı mı? alakasız biliyorum ilk gelen cevaba göre izlicem. yardım.
aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni'ni mi izleyeyim, bekleme odası'nı mı? alakasız biliyorum ilk gelen cevaba göre izlicem. yardım.
0
remixtherobot
(17.04.24)
ask filmlerinin unutulmaz yonetmeni tabii ki.
0
bohr atom modeli
(17.04.24)
bohr+1
0
brkylmz
(17.04.24)
(4)

sözlük - debe

gule gule
neye göre belirleniyor?her sabah bakıyorum çok alakasız entryler debe'de oluyor. 5-10 favorili birbirine laf sokmalı entry'ler dolduruyor sürekli.https://eksisozluk.com/entry/163401136?debe=trueyukarıdaki linkte favori bile gözükmüyor bende, nedir bu debe'nin mantığı?
neye göre belirleniyor?

her sabah bakıyorum çok alakasız entryler debe'de oluyor. 5-10 favorili birbirine laf sokmalı entry'ler dolduruyor sürekli.

eksisozluk.com

yukarıdaki linkte favori bile gözükmüyor bende, nedir bu debe'nin mantığı?
0
gule gule
(14.04.24)
Moderasyonun keyfine göre.
0
Yourcousinmarvinberry
(14.04.24)
moderasyon arada müdahale ediyor olabilir de sizce bilgi iceren entry'ler mi daha cok sukela aliyordur yoksa fanatik laf sokmali mi?

ben burada bir gariplik goremiyorum. sozlugu okuyanlarin cogu salak artik. eskisi gibi degil.
0
bohr atom modeli
(14.04.24)
Favorilerle oylamanin/begenmenin alakasi oldugunu sanmiyorum. Favorilerin amaci entry'yi daha sonra okumak icin kaydetmek (internet tarayicisindaki favorilere eklemekle ayni mantik).

Like - Dislike (ya da begenme - begenmeme), entry'yi puanlama olayi ise "Sukela" ve "Cok kotu" butonlari ile yapiliyor entry altindaki yukari ok ve asagi ok ikonlari tiklanarak.

Yani bir entry hic favorilere kaydedilmese de cok begeni aldiysa listeye girebilir.
0
sertac akin
(14.04.24)
Eskiden en çok şükela alan entrylerdi ama çok laf sokma entrysi girmeye başladı diye değiştirip yarı yarıya gibi bi sisteme geçtiler bi kısmını moderasyon seçiyor bi kısmı en çok alan gibi. Ama her gün debede aleni ırkçı, kadın düşmanı, lgbt düşmanı vs entryler görüyorum. Woke woke diye ağlayan tipler var ama asıl tam tersi bir alt right çöplüğü oldu sözlük maalesef
0
nundu
(14.04.24)
(3)

3. dünya savaşı geliyor mu?

olimpia
Geliyorsa veya geldiyse Türkiye nasıl konum almalı sizce?
Geliyorsa veya geldiyse Türkiye nasıl konum almalı sizce?
0
olimpia
(14.04.24)
kaç tane israil vatandaşı ölmüş? iran saldırıyı bitirdim dedi. misilleme yaıpldı ve olay kapandı. iyi geceler.
0
HellKeePer
(14.04.24)
Dünyanın sonu da geliyor ama bunun için birkaç milyar yıl öngrülüyor.

Gelecekte bir 3.dünya savaşı kaçınılmaz elbette. Ancak bunun için öncelikle taraflar arasındaki güç dengesinin daha da kapanması gerekiyor. Yeni teknolojiler ucuzlayıp erişilebilir oldukça ve diğer tarafta mevcut teknolojilere bariz derecede baskın yeni fikirler ortaya çıkmadıkça bu güç dengesi de eşitlenmeye devam ediyor.

Elbette bu açık bir anda kapanmayacak ve kapanma sürecinde de gittikçe güç kazanan taraf sadece dünya savaşını beklemeyecek. Bölgesel savaşlar, bloklar içinde öne çıkıp yerini sağlamlaştırmaya yönelik hamleler olacaktır ancak 3.dünya savaşı için bence henüz zaman var.

Ayrıca ekonomik yeterlilik de göz ardı edilemez. Savaş girişimleri olsa bile tarafların savaşları sürdürebilirlik güçleri eşit değil ekonomik olarak. msci acwi gibi endekslere bakarsanız sadece tek başına ABD'nin dünya ekonomisindeki payı %60'ların üstünde ve ABD yalnız değil. Bu bloğun karşısında "dünya savaşı" diye bir karşılaşmayı gerektiği noktaya kadar sürdürebilecek bir blok yok henüz. Dünya savaşının başlaması için öncelikle şu anda devam eden ticaret savaşının kazananının kim olduğunu görmek gerekiyor.

"Tepemizin tasını attırdınız, bence siz çok haksızsınız" kaynaklı bir dünya savaşının çıkması çok zor. Gerçi tek bir insan olarak tedirgin olmak için de illa dünya savaşı gerekmiyor. İnsanın bulunduğu noktada başlayan bir mahalle savaşı bile hayatını çok kötü etkileyebilir. Umarım daha kötü şeyler yaşanmaz ne diyelim.
0
akhenaten
(14.04.24)
ikinci dunya savasindan sonra tum dunya soguk savas boyunca bunu bekledi ama olmadi. bu muhtemelen artik olmaz. artik minik devletlere ve teror orgutlerine silah satma muhabbetinden oteye gecmiyor gibi bu tur seyler. hangi gelismis ulkenin halki rahatini bozup savas moduna girmek ister? topyekun savasin halk uzerinde onarilamaz etkileri oluyor. avrupa ulkeleri bu tur seylere asla girmez artik. cok salakca olur.

olursa da turkiye ikinci dunya savasindaki politikasini kopyalayip yapistirsin.
0
bohr atom modeli
(14.04.24)
(6)

tişört basma online satma işinde para var mı?

hsktr
mantıklı bir girişim mi? ne dersiniz? makinasını alayım tasarımını yapayım yaptırayım satayım?
mantıklı bir girişim mi? ne dersiniz? makinasını alayım tasarımını yapayım yaptırayım satayım?
0
hsktr
(13.04.24)
eticaret sitelerinin avantajlari oldugu gibi dezavantajlari da var. o konuyu iyi arastirmak lazim, kendi siteniz uzerinden satmak isterseniz de oraya nasil trafik cekeceksiniz o konular onemli. ayrica kargo giderleri basa bela olabiliyor, ozellikle iadelerden oturu caniniz cok sıkılabilir. urun kismi onemli oldugu kadar diger kisimlari da iyi arastirmak lazim. yoksa basic tshirt bile satabilirsiniz gerekli trafigi sagladiktan sonra.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(13.04.24)
Kisa cevap:

Hayir yok.
0
Yourcousinmarvinberry
(13.04.24)
bu tarz fikirler başlangıç aşamasında çok heyecan verici oluyor. Özellikle uygulaması kolay olduğu ve bir çok şirket maliyetinden uzak durulduğu için. Fakat bu şekilde çok fazla proje mevcut. printfy konusunu araştırmanı öneririm. senin yerine baskıyı yapıp kargo ile teslimatı bile sağlıyorlar. sen sadece tasarımı yapıp satmaya çalışıyorsun o kadar.
0
anathemamen666
(13.04.24)
Bütün girişimler mantıklıdır. Önemli olan sen becerebilecek misin? Olay Makinayi alıp tasarım yaptırıp urettirio fotosunu çekmek ve bir siteye koymak degil ki. Yüksek adette Satmayi başarıp kar elde edebilmek
0
alimcgraw
(14.04.24)
Şuan 10 magazalik bir alanin olduğu onunden yılda 10 milyon kişinin geçtiğibir yerde iki mağazam var. Sürekli buraya yeni mağazalar açılıyor batıyor kapanıyor batıyor kapanıyor yenisi aciliyor. Onlar sadece geçen 10 milyon kişiye odaklı. Yüzde biri alsa zengin olurum diyor ama almıyor. Benim magazalrsa para basıyor. Çünkü ben ordan geçen on milyon niçin ordan geçiyor onu biliyorum. Yani olay ürünü bulmak değil. Doğru müşteriye sunabilmek.
0
alimcgraw
(14.04.24)
bunun icin yapilmis bir site var. tisort basina 5 euro kazaniyorsun dizayni kendin yapip. siparis geldikce basilip gonderiliyor.

bi kere denedim onlarca dizayn hazirlayip hic siparis almadim. arkadasim 3-5 tane almisti da o kadar vakit harcadi ki gidip garsonluk yapmak daha mantikliydi ona gore.
0
bohr atom modeli
(14.04.24)
(14)

Oyalanmamız doğru mu?

ananiyimioguz
Uzun bir süredir insan ırkı olarak çok azımız dışında geri kalan herkesin oyalanıp gittiğini düşünüyorum ve bu bana rahatsızlık veriyor.Çünkü ben de oyalanıyorum. Kendi ırkım için faydalı bir şeyler yaptığımı veya yaptığımızı düşünmüyorum.Kitaplar, kurgular, filmler, diziler, siyaset, ideolojiler ha
Uzun bir süredir insan ırkı olarak çok azımız dışında geri kalan herkesin oyalanıp gittiğini düşünüyorum ve bu bana rahatsızlık veriyor.

Çünkü ben de oyalanıyorum. Kendi ırkım için faydalı bir şeyler yaptığımı veya yaptığımızı düşünmüyorum.

Kitaplar, kurgular, filmler, diziler, siyaset, ideolojiler hatta dinler.

Kısacık ümrümüzü güzel geçirdiğimizi düşünmemiz/sanmamız için yine kendimizin yaptığı, yani yine kendi beynimizden çıkan araçlar olarak görüyorum.

Bir kitabı okurken veya filmi izlerken o heyecan hoşuma gidiyor. Bir inanca kaptırıp gitmek, ölümden sonraki bilinmezliği doldurmak hoşuma gidiyor. Fakat yoğunlaşma bittiğinde pişmanlık hissi duyuyorum.

Sürekli belli yalanlar kurguluyor, birbirimizi inandırıyor ve bu kurgular hakkında tartışıp duruyoruz. Herkes kendince bir amaç buluyor, kimi dini inancı gereği orada söylenenleri uyguluyor veya uyguladığını düşünüyor en azından iyi hissediyor, kimi farklı duygusal veya bilimsel inanclar geliştiriyor onlara sarılıyor.

Bunu yapıyoruz çünkü birileri öyle istediği için değil de, yapmasaydık eğer türümüzün devamlılığını kendi kendine getiremezdik yani inanç meselesinin de evrimin bir parçası olduğunu düşünüyorum yani bu inancın illa dini olması gerekmiyor.

Fakat her ne olursa olsun, her ne bulursak bulalım oyalandığımızı düşünüyorum. Çoğumuzun "anlamlı" bulduğu şeylerin bile bir yalandan ibaret olduğunu düşünmek bana rahatsızlık veriyor.

Bu konuda ne yapabilirim?
0
ananiyimioguz
(23.03.24)
çocuk xd senin ilacın bu.. yap bak kalıyo mu bi tane varoluşsal sancın

bi de domates salata falan ekebilirsin
0
abuzer
(23.03.24)
çocuk da umduğum gibi olmayabilir :( ayrıca o da bir çeşit oyalanma ve anlam bulma nesnesi değil mi?

gerçi hoş, başka ne yapabiliriz ki herkes bir buluş yapacak diye bir şey yok.
0
🌸ananiyimioguz
(23.03.24)
öncelikle zaten her şey çok anlamsız, anlamı biz yaratıyoruz. sizin de kendi anlamınızı inşa etmeniz gerekir. oyalanıyoruz bu beni rahatsız ediyor, bir şeyler yapıyorum hoşuma gidiyor sonrasında pişman oluyorum demişsiniz ya. başka bir şey yapamazsınız çünkü. değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın. değiştiremeyeceğiniz şeylerin peşinde heba olmayın. neye inanıyorsanız ailenize, sevdiğinize ya da devletinize, ona en iyi hizmeti kendinize yatırım yaparak, kendinizi geliştirerek, bu iğrenç sistemin dişlilerinden biri olmayarak yapmış olursunuz. savaşarak bir şeylerin elde edildiği dönem bitti. kim akıl sağlığını koruyorsa o güçlüdür.
0
tabii lan manyak mısın
(23.03.24)
türümün devamlılığı ya da insanlık umrumda değil, ben dünyaya oyalanmaya gelmişim kimseye bir zarar vermeden de zamanı gelince ayrılacam bu kadar
0
grimavi
(23.03.24)
Ne kadar kaliteli oyalanabiliyorsan o kadar iyi.
0
kimlanbu
(23.03.24)
Git Mardinli Şeyhmuz Amca'yla tanış. Yakınsın nasıl olsa.

www.youtube.com

Jadav Molai Payeng'la tanış diyeceğim de o uzakta.

onedio.com
0
Mirket
(23.03.24)
@grimavi +1

Dünyaya bir şey katmak benim de pek umrumda değil. Mesleğimdeki ilerlemem ya da ilgi duyduğum başka bir şey belirsiz bir gelecekte "dünyaya bir şey katmakla" sonuçlanırsa bile böyle bir niyetim olduğundan dolayı olmayacaktır. Zaten böyle bir şey de olmayacaktır.

Hayatın genel bir anlamı olduğunu sanmıyorum, ama yaşamaktan memnunum. Canımı sıkan şeyler var, ilgimi çeken şeyler de var. İnişli çıkışlı gidiyor işte. Olması gereken de bu gibi geliyor.

Gününüzün güzel geçmesiyle, güzel geçtiğini sanmanız arasında bir fark olduğunu da sanmıyorum. Hayatınızı kimseye muhtaç olmadan geçirmek için belli başlı sorumluluklar var, bunları yerine getirdiğiniz sürece geri kalan zamanda ne olduğu çok önemli değil bence.
0
akhenaten
(23.03.24)
Valla anlamsız da gelse sabah erken kalkıp kahvaltımızı yapacaz sporumuzu yogamızı yapacaz işimize gidecek en az emekle max parayı kazanmaya çalışacaz mutlaka her ay para biriktirecez en ucuza en güzel yemekleri nasıl yiycez onu düşünecez kaliteli uyku uyuyacağız mümkün olduğunca doyurucu cinsellik yaşayacaz. Buraya kadar olanları anlamsız da olsa yapacaz. Bunlar oyalanma değil. Bunlar yoksa sağlığımız ekonomimiz bozuluyor. Gücümüz azalıyor. Gücümüzü artıracağız. Fiziksel maddi manevi sosyal ekonomik gücümüzü artıracağız. Bunları düzenli yapıyoruz peki sonra? Hayatla ve insanlarla bağ kuracağız. Bu bağları da güçlendirecekğiz. Hayatın her anını bir festival olarak göreceğiz. Tamam herkes çok acılar çekti herkes oyalandı falan ama bi sürü güzellik de gördük. Öteki sperm birinci gelseydi sen bu güzelliklerin hiçbirini göremeyecektin. İyi ki gelmişiz.
0
gece abisi
(23.03.24)
Felsefe okumya başla. Uzun zamandır okuyorum
0
sonhakan
(23.03.24)
On not: telden uzun cevap yazarken site log off etmis beni ve gondere basinca cevap gitmedi. Cok sagol eksi duyuru. Genis konu ve oyalanmanin anlami degisebilir veya daha felsefi/derin de dusunulebilir. Biraz daha kisa maddeler yazim:

- hayata bir sey birakma istegi, oyalanmamanin ana temasi sanirim ya da toplum bilinci onu dayatiyor. Bunun en yaygin ve gecerli olani cocuk yapmak oluyor. Tabii bunu biyolojik/evrimsel bir icgudu olarak da dusunebiliriz.

- kendimizi karsilastiriyoruz. Son yillarda sosyal medya en buyuk etken. Bence karsilastirmayi birakmaliyiz. En azindan bir cok rastgele insanla. Ama ilham almak iyi bir sey veya sonucu iyi olabilir. Daha onemli kisilerden, sanatkarlardan, bilimadamlarindan ilham almak daha anlamli bence. Onlar da kendilerinden once gelmis buyuk kisilerden ilham alabiliyorlar veya onlarin calismalarini ilerletebiliyorlar. Boyle insanlar sayesinde de medeniyet/bilim/teknoloji vs. ilerlemis.

- dini ve ruhani durumlar da insani etkileyebiliyor ve kisi icin hayatin anlami oluyor. Ruhun veya bilincin sonsuz oldugu inanci ve bu umutla yasamak, dunyanin bir test oldugu inanci ve kendini bir yaraticiya adamak. Kisi, dunyada, dine ve kurallarina gore yasayinca da zaten tatmin oluyor ve oyalanmamis oluyor.

- kendimizi veya dunyayi evrenle karsilastirdigimizda her sey anlamsiz kaliyor. Bir anlam aramamiz da anlamsiz gibi. Ani yasamali bir nevi. Mutlu olmak ve insani degerlerimizi korumak en guzeli. En basitinden dusunursek, etrafimiza/cevremize yaptigimiz kucuk iyilikler ve yardimlar yeterli olabilir.
0
ermanen
(23.03.24)
bu dunya zaten oyalanma yeri

aslinda dinlere gore, bir cesit nezarethane. bir suc islendi ve biz o nedenle buradayiz.

babaannem cocukken hep soyle derdi, o zamanlar anlamazdim


malda yalan mulkte yalan, var birazda sen oyalan
0
foster
(24.03.24)
@grimavi +1
Bütün bilgeliğimle şunu eklemek istiyorum: ya ne yapacağıdık?

Girdiğiniz yolun sonu nihilizme çıkıyor, güzel bura.
0
kobuzchu kiz
(24.03.24)
einstein da olsan, mehmet emmi de olsan yasayacagin omur belli. bence oyalanmak daha iyi. einstein hayati boyunca calismis, belki de berbat bir hayat gecirmis. sonunda ikisi de hayatini kaybediyor ve yaptiklarinin kendileri icin hicbir anlami olmuyor.

biz einstein'i guzel aniyorsak bunun einstein'a ne faydasi var? adam oldu gitti. belki cok calistigi icin cok sevdigi bir yemegi bir kez daha yiyemeden oldu. bu yemek bence einstein acisindan tum bilimsel calismalarindan daha onemli bir sey olabilirdi. cunku hazzin da bir siniri var. belki bu adamin aldigi nobel mehmet emminin aldigi ikinci inekle ayni derecede haz verdi ona. on yillarca calisma sonucu aldigin haz mehmetin alti ay para biriktirip aldigi inekle ayni hazzi veriyor. kisisel olarak asiri kotu bir emek fayda orani degil mi bu?

biyolojik olarak ayniyiz, salgiladigimiz hormonlar ve yasadigimiz haz ayni. ne kadar cok sey yaparsak bu hazza ulasma esigimiz artiyor ki bu olumsuz bir sey.

ozetle bence oyalanmak dunyaya bir seyler katmaktan cok daha iyi. ignorance is bliss diye bosuna dememisler.
0
bohr atom modeli
(24.03.24)
Uzun bir süredir dediğin 200 bin yıldır böyle zaten. İnsanlığın küçük bir kısmı ilerlemeyi ve gelişmeyi sağlıyor. Geri kalanı da ikiye ayrılıyor. Buna doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayanlar ya da uyanlar bir grup, topluma gram faydası olmayan yük olarak arkadan getirilenler/geri çekenler de diğer grup. Bırak tamamını, aynı anda yaşayan nüfusunun çeyreğinin Dünya'yı ileriye taşıyan adımlar atıp icatlar yaptığı bir toplum hiç olmadı zaten.

Sende yaşanan şey işte bu diğer iki gruptan birinde olduğunu fark etme anı. Nasıl oyalanacağın ve oylanırken topluma yük olup olmayacağın senin elinde. Kendini fazla yıpratmana gerek yok.
0
nawar
(24.03.24)
(3)

Favori komuniteniz

lapaz
Nedir?
Nedir?
0
lapaz
(23.03.24)
paris komünü
0
benarrivo
(23.03.24)
Paris komünü + 1
0
prole
(23.03.24)
afyonlu gay tasfirin ustalari
0
bohr atom modeli
(23.03.24)
(4)

çuf çuf hoca exorcism

WithWorth
bana baya gerçekçi geldi siz ne diyorsunuz ? insanlar oyunculuk falan yazmışlar.https://youtu.be/mEU_m32icE0?t=25813 cinin üçü de çıkınca çocuk rahatlıyor falan.yere yatıp o pozisyonda uyuması da mı oyunculuk.
bana baya gerçekçi geldi siz ne diyorsunuz ? insanlar oyunculuk falan yazmışlar.

youtu.be

3 cinin üçü de çıkınca çocuk rahatlıyor falan.
yere yatıp o pozisyonda uyuması da mı oyunculuk.
0
WithWorth
(23.03.24)
Metafizik her sey yalan bana gore
0
floydian
(23.03.24)
Ölçülemez, sayılamaz bir durum bu açıdan doğrulamak zor fakat ölçemediğimiz, sayamadığımız, göremediğimiz bir olgunun kesin olarak var olmadığını söyleyemeyiz.
0
doharkoman
(23.03.24)
yalan gibi geldi. internette yer alan bu tarz şeylerin de çoğu yalan. ama hiç bu tarz metafizik olaylar yaşanmıyor diyemem
0
paintov
(23.03.24)
oyunculuk olmak zorunda degil beyin kendini bazi seylere cok guzel ikna edebilen bir organimiz. bence bunun en guzel ornegi bir insanin ruyada cinsel tatmin yasamasi ve bunun aslinda gercekten yasaniyor olmasi. fiziksel temas olmadan boyle bir sey neredeyse mumkun degil ama cok yogun bir sanri ile olabiliyor.

bu cocuk da iyilesiyor olduguna inandigi icin boyle triplere giriyordur muhtemelen. belki de aslinda hicbir problemi yoktur. belki de olan probleminin cozumu inancta yatiyordur. gercek su ki cin diye bir sey yok. zaten bu denyoda bi hikmet olsaydi videoyu ceken elemana o ortamda hastalik bulasmazdi.
0
bohr atom modeli
(24.03.24)
(10)

Geçmişte kalan insanların size verdiği eşyalar

orangesandsea
Diyelim ki geçmişte aranızın iyi olduğu bir insan size bir eşya verdi ama sonra kırgınlıklar veya vefat oldu ve aradan yıllar geçti. Bu eşyalarla ne yapıyorsunuz?Eski sevgili eşyası değil konu, eski bir arkadaşın verdiği kitap, babanızla aranız iyi olduğu dönemde size aldığı dolma kalem vs. Bu eşyal
Diyelim ki geçmişte aranızın iyi olduğu bir insan size bir eşya verdi ama sonra kırgınlıklar veya vefat oldu ve aradan yıllar geçti. Bu eşyalarla ne yapıyorsunuz?

Eski sevgili eşyası değil konu, eski bir arkadaşın verdiği kitap, babanızla aranız iyi olduğu dönemde size aldığı dolma kalem vs. Bu eşyalar size eski günleri hatırlatıp üzüyor ama elden çıkarmak da ayrı bir mesele, dolapta ceset saklamak gibi bir şey, yer işgal ediyor, üzüyor ama aynı zamanda bir şeylerin iyi olduğu zamanları hatırlatıyor.

Bazılarının maddi değeri yok ama bazılarının ise var altın kolye, antika fotoğraf makinası vs.

Siz ne yapıyorsunuz bunlarla?
0
orangesandsea
(23.03.24)
her taşınmada büyük kısmından kurtuluyorum. hatıra bir şeyini atmayacağım 1 veya 2 kişi vardır sanırım.
0
9kuyruklukedi
(23.03.24)
sagda solda yer kapliyo, sũrunuyo.
0
ala09
(23.03.24)
ufak tefek şeylerden kalan oldu. künye, fotoğraf vs. bi yerlerde duruyorlar öyle.
0
ermanen
(23.03.24)
Neden dolapta ceset saklamak gibi olsun ki? Geçmişiniz sizin parçanız, orada hatırlamak istediğiniz ya da ders çıkardığınız olayları size hatırlatan şeyler saklamanız gayet insani, olağan, doğal, belki de insanlığın başından beri yapılan bir şey.

Bu eşyalar size mutlu hissettiriyorsa neden atasınız? Ancak eğer bu eşyaların sizi üzdüğünü söylüyorsanız ve yarattıkları duygularla baş etmekte zorlandığınıza inanıyorsanız elden çıkarmak daha iyi olabilir.

Genel geçer bir formülü yok aslında, tamamen size bağlı bir durum. Ben bir şeyi değerli görüyorumdur hayatta atmam derim, başkası hayatının en kötü zamanlarını hatırlatan bir eşyayı baz alıp hiç elimde tutmam böyle şeyleri atar geçerim der. İkimiz de haklı oluruz.
0
akhenaten
(23.03.24)
eski sevgilileriminkiler duruyor. kullaniyorum da hatta. o baglanti kopuyor kafamda benim.
yine de vefat falan olursa kullanamam muhtemelen. atamam da. senin gibi kalirim. aslinda hepsini tek seferde atip kurtulmak lazim. biz kardesim oldugunde oyle yapmistik. neden bilmiyorum birkac gun icinde neredeyse tum esyalarini evden cikarmistik. ya birine verdik ya cope attik. birileri soylemisti herhalde cok bilincli yaptigimizi sanmiyorum. ben yillar sonra hala fotograflara bile bakamayan biri oldugum icin o esyalarla ayni evde yasamak beni cok yorardi muhtemelen.
0
bohr atom modeli
(23.03.24)
genel olarak pek bir sey atmam. bana verilen esyalari da atmam o yüzden.
0
robert bosch
(23.03.24)
Artık tutmak istemediğim hediyeleri, hatırası kalsın diye resmini çektikten sonra atıyorum. Ama iyice negatif bir duygu varsa direkt atardım sanırım.
0
firez
(23.03.24)
O insanla aramın iyi olduğu döneme ait olduğu için saklarım o eşya aramızın iyi olduğu zamanı temsil eder manevi değeri vardır yaşanmışlıklar vardır atılmaz.
0
doharkoman
(23.03.24)
Değer verdiğim bir insandan kalan bir şeyse işlevselliğine bakmadan saklarım. Ama hayatımdan çıkardığım birinden kaldıysa işlevselse kullanırım değilse atarım.
0
yazdonumu
(23.03.24)
eski sevgili eşyası ise zorlanırım ama mutlaka bir yerde vedalaşırım. vedalaştım. arkadaşlarımın, ailemin verdiği ise tutarım çok yer kaplamıyorsa.
0
gabe h coud
(23.03.24)
(6)

Rüyalarınızda yabancı dil konuştuğunuz oluyor mu?

psipsipsi
Hayatımda hiç İngilizce konuşmadım, öyle deneme olsun diye kendi kendime bile konuşmadım. Ama yaygın olarak kullanılan İngilizce kelimelerin pek çoğuna hakimim. Rüyalarımda İngilizce konuştuğum oluyor. Sizin de böyle ilginç rüyalarınız oluyor mu?
Hayatımda hiç İngilizce konuşmadım, öyle deneme olsun diye kendi kendime bile konuşmadım. Ama yaygın olarak kullanılan İngilizce kelimelerin pek çoğuna hakimim. Rüyalarımda İngilizce konuştuğum oluyor. Sizin de böyle ilginç rüyalarınız oluyor mu?
0
psipsipsi
(23.03.24)
oluyor. ingilizce konusulan bir ulkede uzun sure yasadim cunku. yurtdisinda uzun sure yasamis biri icin yabanci dilde ruya gormek daha cok olur.

ama yurtdisinda yasamis olmasan bile yabanci dil bilincaltina girebilir bir sekilde, sosyal medya'dan, sarkilardan, dizilerden vs. duyulanlardan. ruyalari bilincaltimiz gosteriyor.
0
ermanen
(23.03.24)
Bana da olmuştu bu hem de hiç pratik becerim olmamasına rağmen aşırı fluent idim. Dil öğrendiğim bi dönemdi sanırım
0
olaylar olaylar
(23.03.24)
ben ruyalarimi pek hatirlamam ama gecen olmustu ya.
0
bohr atom modeli
(23.03.24)
Oluyor. Azicik ispanyolca biliyorum, bir keresinde ispanyada bi isimi halletmeye calisiyodum ruyamda zor olmustu kimse ingilizce bilmiyordu :(
0
aguen
(23.03.24)
arkadaslarimla ya türkce ya da almanca konusuyorum genelde.
almanca o gün yogun konustuysam almanca gördügüm oluyor eger rüyada alman arkadaslar varsa.

türkiye'de yasarken de dizi izleyip izleyip görüyordum :)
0
robert bosch
(23.03.24)
Lise hazırlıkta rüyalarımı ingilizce görmeye başlamıştım.
0
kimlanbu
(23.03.24)
(20)

Nasıl hissederdiniz?

sacrilegious
Babanız/anneniz çok zengin olsa, ne bileyim mesela iyi yerlerde 7-8 ev,3-4 milyonluk araba, senelik 3-4 milyon kazanç, dededen kalan milyonluk tarlalar vs. vs. olsa;1-Size ekonomik olarak zorlandığınızda, yeni bir hayat ya da yeni bir iş kurmaya çalıştığınızda destek olmasalar nasıl hissederdiniz? 2
Babanız/anneniz çok zengin olsa, ne bileyim mesela iyi yerlerde 7-8 ev,3-4 milyonluk araba, senelik 3-4 milyon kazanç, dededen kalan milyonluk tarlalar vs. vs. olsa;

1-Size ekonomik olarak zorlandığınızda, yeni bir hayat ya da yeni bir iş kurmaya çalıştığınızda destek olmasalar nasıl hissederdiniz?

2-Sizce ailenin çocuğa maddi destek olma durumu atıyorum mesela 30 yaşında falan biter mi/ bitmeli mi?

3-Ben bu durumda olsam kaç yaşında olursa olsun her ay belli bir miktar gönderirdim çocuğuma ya siz?

(Aranızda herhangi bir tartışma vs. olmadığını varsayalım)

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(18.03.24)
1. niyetleri egitmek ise ve kendileri bu mirasa konmayip emek verdilerse tesekkur ederdim. kendilerine miras kalip cimrilik yaptilarsa irtibati keserdim.
2. madde 1'deki senaryoya gore evet veya hayir.
3. hayir gondermem. ortalik baba parasi yiyen asalak cocuk, kizlarla dolu. baba parasiyla ozel unilerde, starbuckslarda, bmwlerde, cafelerde, estetik merkezlerinde dolasan bir cocugu kabul etmem. hayat gorusume aykiri,
0
buenosdias
(18.03.24)
Çok ihtimal var böyle durumlarda.
Çocuk çok savurgansa bir şey akıllanana kadar vermeyebilirler.
Diğer yandan,
şimdiden malımıza göz dikmesin miras olarak bırakana kadar kendi ayakları üstünde dursun.. diye de düşünebilirler.
0
diyecevaplandı
(18.03.24)
1- mutsuz hissederdim.
2- bitmemeli. benim de çocuğum var. bu hayattaki malımı mülkümü onun mutlu-huzurlu olması için harcamayacağım da ne için harcayacağım?
3- ben de gönderirdim tabiki eğer istiyorsa veya ihtiyacı varsa.
0
nuevo
(18.03.24)
Ömür boyunca anne babaniz yaninizda olmucak, onların manevi destegi elbet onemli ama maddi destek beklemek bence kolaya kaçmak.

Ailesi fakir olup, ayakta duran iş kuran onbinlerce insan var.

En güzeli mucadele etmek ayaklarinin ustunde durmak seni güçlü kılan bu olacaktır.

Çok ama çok varlıklı olsam manevi destek olurum maddi destek konusunda fazla destek olmam. Hayat mücadelesi bu her zaman toz pembe hayat olmucak.
0
Fritz-X
(18.03.24)
Ailemin durumu tam olarak böyle. Şu an ev sahibimle davalığım babamın sadece istanbulda on evi var ve hepsi güzel semtlerde buna rağmen yine yanımda durmuyor yine durmuyor. Halbuki ben babama açık açık kira vermeyi teklif etmiştim en azından yabancı bir ev sahibi ile muhatap olmak zorunda kalmam diye. Bu ve benzeri davranışları yüzünden eskiden kızardım şimdi cimrilikten diyerek geçiyorum. Ben de aç açıkta kalmıyorum çünkü kazandığım yetiyor.

Aileler dünyaya getirdikleri çocuklarına imkanları dahilinde güzel bir hayat sunmalılar zaten. Kimse ellerinde avuçlarında ne varsa çocuklarına versin demiyor. Ama mümkün olanı esirmek de bencillik. Bu yüzden çocuğum olsa ondan imkanlarımı esirgemezdim. Her şeyi yaşında deneyimlemek lazım. Benim anneme 62 yaşında milyonluk daireler yazlıklar kaldı fakat bu yaşında neye yarar?
0
ruhen hastayim ben
(18.03.24)
cocugun hayatiyla ne yaptigi onemli benim icin. salliyorum ozel universitede tip okumasi icin para veririm ama bos bos takilmasi icin vermem. verdigim parayla ne yaptigini ve niye daha cok paraya ihtiyaci oldugunu aciklayabilmesi lazim.
0
hot potato
(18.03.24)
universiteyi bitirene kadar aileden yardim beklemek dogal. sonra herkes kendi basinin caresine bakabilmeli. herkese anasindan babasindan miras kalmiyor. onlar nasil yapiyorsa aglayip sizlanmak yerine o yonde ilerlenebilir. calismak zor geliyorsa orasini bilemem.

saglik problemi olur orasi ayri. bunun disinda yardim beklemek icin bir bahane goremiyorum. bir insan gerektiginde bulasikci ya da garson olarak calismayi da goze alabiliyor olmali. diplomanizla alakasiz da olsa calismak hangi is olursa olsun utanilacak bir sey degildir.

mirasin da esasen cok adaletsiz bir sey oldugunu dusunuyorum ama toplum henuz buna hazir degil. :d
0
bohr atom modeli
(18.03.24)
1- Ekonomik olarak zorlanma sebebi nedir? Örneğin benim yapma dediğim bir işe girip zorlanıyorsa destek olmam bir süre. Yeni iş kurması da aynı şekilde.

2-Bitmez, ihtiyacı varsa devam edebilir. Ama neden ihtiyaç devam ediyor? Bu önemli. Atıyorum okumuştur, iş bulamıyordur destek devam etmelidir.

3-Göndermezdim herhalde, tembelliğe alışır bu durumda.
0
drako
(18.03.24)
1- eh o zaman iliskileri o seviyeye çekerim. Şu an annem babamin bir parası yok ama eminim ki bir ihtiyacim olsa kredi cekerler. Benim gördüğüm anne babalik bu, yapacağım anne babalik budur.

2- bitmemeli. Anne babalik 30 yaşında biten bir şey değil.

3- yollamam. Egitim, yeni hayata baslarken destek ya da bir ihtiyacta destek vs olur. Aylık para mantiksiz.

Çevremde ailesinin kendisine ev aldığı, is kurarken ailesinin ev satip destek verdiği falan bir sürü adam var. Bu kisilerin de hepsi 30 yaşından sonra aldı bu desteği ve hiçbiri de hayatında kötü yerlerde degiller. Ya ailesinin fabrikalari olan arkadaslarim var, hayatımda babasinin hayatını kursun diye sanayiye ise verdiğini duymadim. Adamlar alplerde noel falan kutladi ogrenciyken ama şu an sanayiciler derneginde, sürekli is adamı bakan ziyaretinde falan.
0
logisticsmanager
(18.03.24)
Doğrusu nedir bilmiyorum ama 187 milyar dolarlık serveti olan warren buffet servetini çocuklarına bırakmıyor.Fon kuruyor ve bu fonda warren buffet öldükten belli bir yıl içinde (tam yılını hatırlamıyorum ) warren buffet'ın servetini hayır amaçlı tükecetecek.
Warren Buffet bu konuda şöyle diyor:
'Bana göre çok zengin insanlar çocuklarına her şeyi yapmaya yetecek kadar ama hiçbir şey yapmamalarına yol açmayacak kadar para bırakmalı'
0
ramazanali
(18.03.24)
1 - bu soruda soyle bir sorun var, eger onlarin destek vermesini istiyorsaniz aslinda onlara soz hakki da tanimis oluyorsunuz dolayli olarak. dolayisiyla inanmadigi bir ise destek vermesini beklemek mantikli degil gibi geliyor. genel olarak uzulurum sanirim.
2 - bu soruya soyle yanit vermek istiyorum, bence 30 yasinda kimse sizi desteklemek zorunda degil. ancak, bu kadar parasi varsa 2 ebeveynin yapilmasi gereken o cocugu hayata karsi en iyi sekilde hazirlamaktir. yani yurtdisinda en iyi okullarda mi okutulur, 2-3 dil mi ogretilir, yurtdisinda masterlar doktoralar mi yaptirilir, stajlarda destek mi verilir bilemem ama benim yapacagim sey (ve ailemden ne yazik ki gormedigim sey) cocugumu bu anlamda en iyi sekilde hazirlayip, 30 yasinda zaten artik benim destegime ihtiyac duymayacak seviyeye getirmektir. ben bu seviyeye kendi cabamla geldim, burslar buldum vs. ve ailemi de suclamiyorum, onlarin secimidir. ama kendi cocugum olsa ve bu kadar param olsa (benim ailem ornekteki kadar zengin degildi elbette ama yurtdisina mastera gonderebilirlermis mesela zamaninda) bu sekilde bir yol cizerdim. ayrica, bu kadar param varsa, geleneksel sekilde yetistirmezdim, mesela sanata spora ilgisi varsa mutlaka degerlendirirdim, dogru duzgun anlamli bir uretim icinde olmasi icin yonlendirirdim, yaptigimiz meslekler bana cok sacma geliyor zira, yasamin bundan ibaret olmadigini dusunuyorum. ama mutlaka ev araba alirdim diye dusunuyorum, herkesin kafasini sokacak bir eve ihtiyaci var ve bunun icin endiselenmeme hakki var.
3 - yetiskin olmak boyle bir sey degil bence, ailelerimiz bizi hayata karsi ellerinden gelen en iyi sekilde hazirlamakla yukumlu, asalak yapmakla degil. yukaridaki cevabim ile dogru orantili olarak cocugumu da ayagini yere basacak sekilde yetistirmeye calisirdim. ihtiyaci olsa gonderirdim. ve bu kadar param varsa en kisa zamanda calismayi birakip kendi hayatimi yasardim.

bunun en guzel ornegini bir arkadasim yasadi, inanilmaz varlikli bir ailesi vardi. cok guzel okudu. okuldan mezun olur olmaz biz is bulma cabasinda iken, o uzun uzun sanat ile ilgilendi. Ailesi evini aldi, yasadigi yerde galeri acmasi icin bir yer aldi, ay sonunu dusunmeden orayi yola soktu. Simdi kendi isini cok guzel yapiyor, istedigi seyi yapiyor, aile destegi ile yapti ama artik bu yasta bahsettiginiz anlamda bir destege ihtiyaci yok.
0
songforsomeone
(18.03.24)
Kendi kurduğum ailemle kök aileme nazaran daha mütevazi bir yaşam sürüyorum. Üniversite döneminde, eğitim almam gerektiği durumlarda, evlenirken vs hiç esirgemeden ellerinden geleni yaptılar; sağ olsunlar. Fakat ben artık kendimi "yetişkin" olarak gördüğüm için, sonrasında herhangi bir talepte bulunmadım, bulunmam. Bu biraz duruşla ilgili sanırım. Onlar ben istemediğim için ekstra bir şey yapmıyor, ben de onlardan istemiyorum. Tabii ki destek istesem yaparlar ama araba modelini yükseltmek için de babamdan para isteyemem bu yaştan sonra. Kendi ayakları üstünde durmak önemli benim için.


Sağlık vs durumlarını es geçiyorum.
0
fraise
(18.03.24)
1- ailemin maddi durumu iyi. boyle bir durum olsa hicbir sey hissetmezdim. eger destek aliyorsam borc olarak aliyorum. mesela anneme su an 1000 euro civari borcum var. daha once de aldim ve odedim. bastan soyluyorum, o her ne kadar kabul etmek istemese de borcumu oduyorum. borc olmadigi surece istemeye utanirim zaten.

2- 30 yas bence cok gec. 25'te yani universite sonrasi bitmeli, en azindan bizde bitti. hatta o zamana kadar kalmadi bile. ben de para istemeye utandim acikcasi. sanirim bu kulturel bir durum. 30 yasi ornek olarak verdiginizde biraz sasirdim.

3- duruma gore degisir. dedigim gibi bizim icin tuhaf seyler. 30 yasinda adamin/kadinin benden gelip para istemesini hayalimde canlandiramiyorum. istenen seye bagli. is kurmak icinse hayir, gitsin calissin para biriktirsin sonra is kursun veya ortak alsin. yeni bir hayat kurmak nedir? bana cok keyfi bir durum gibi geldi. kisacasi eger ki barinma, saglik, beslenme gibi eksiklikleri yoksa para vermem. hatta bunda barinma bile cocugumun ne kadar ozveride bulunduguna bagli olur: bizimle yasayabilir, birileriyle ortak eve cikabilir, tek yasayacaksa nerede ve nasil bir evde yasayacak vs.

30 yasinda bir insana her ay maas verir gibi belirli bir miktar para gondermek ise tamamen konu disi olur.yetistirirken bunu talep edecek bir cocuk yetistirmezdim. ben nasil istemiyorsam, o da benden istemesin. yani beni yetistirdikleri gibi yetistiririm.

@ramazanali'nin dedigine benzer bir baska ornek de jackie chan. o da servetini cocuguna birakmadi. eger yeterince caliskansa ne yapar ne eder kendi parasini kazanabilir demisti. eger kazanamiyorsa zaten haketmiyordur veya benim parami da carcur edecektir dedi ve hayir islerine harcadi.
0
Sour
(18.03.24)
ben istemem. ne yaparsam kendim yaparım. 17,5 yaşımdan beri desteksiz yaşıyorum. ondan öncesi de çalışıp eve getirdiğim para bana harcanandan fazladır. aram iyi bile olsa, destek olmak isteseler bile istemem. ki annem zorla harçlık tam altın koyar cebime, bir şekilde geri veririm ya da yemeğe çıkarırım, bir başka hediye alırım. altında kalmamak da değil konu, ego değil yani. borçlu kalmak istememek de değil. istemiyorum. ne gerek var.

para kazanmak çok kolay benim için. maaşlı çalışmasaydım şimdi bir sakıp ağa'ydım. çok önemli değil. hayatı yaşıyoruz bir şekilde. yarım ekmek arasına domates soğan da yerim, mutlu olurum ben.
0
gabe h coud
(18.03.24)
Neyim varsa verirdim sonuna kadar. Gidip de bankadan kredi çekip, bankanın kurallarına göre yaşamasına izin vermem. Bir gün ödemesini geciktirdi diye kapısına haciz gelsin istemem. O benim çocuğum, o ben ve babası istediği için dünyaya geldi. Dünyaya getirdiysem sonuna kadar arkasındayım. Çocuğum yok, olsa da böyle davranırım. Eşim de benim gibi düşünür diye tahmin ediyorum. Eğer farklı düşünürse de yollarımız ayrılır. Çocuğum benim herşeyim.
0
rock n roll
(18.03.24)
3 düzenli göndermem. Kendi çalışıyorsa para biriktirmişse ama eve arabaya yetmiyorsa işte ya karşılıksız ama bu alacağı şeyin 4te bir fiyatını falan geçmez, ya da geri ödemesi üzerine taksitli bir plan yaparak kredi çekmesin diye vs vs. Ve bunu bütün çocuklara eşit olacak şekilde sana verdiysem kardeşinin ihtiyacı olmasa bile ona da vererek.

2 bitmez 50 60 da destek olunur.

1 valla bi kere çalışıyor muyum ona bakarım. Bana 3 milyon ver de batırayım ya da demleme kahveci dükkanı açacam diyorsam babama tüh kandıramadık diye düşünür üzülürüm.
0
gece abisi
(18.03.24)
Üzülürdüm.
0
Amaranta ursula
(18.03.24)
1. Her şeyi kendim yapmaya çalıştığım için genelde yardım istemem. Ama acil bir şey oldu ve yardım etmedilerse evet üzülürüm.
2. Benim ailem hep istemekten çekinme, talep et, bakmakla yükümlüyüz, her zaman iste diye büyüttükleri için bana maddi destek normal geliyor. Aynı şey annemle babamın ailesi için de geçerli. Büyükler hep çocuklara yardımcı oluyor. Ben de maaşlı normal çalışanım ama babam sürekli para atar, arkadaşlarınla kahveni, yemeğini ısmarlamış olayım der. Kendime elektronik bir şey alırım, babam neden bana demedin, kızıma bir şeyler alamayacak mıyım bu zevkten beni mahrum etme falan der. Yine istemem ama üç beş bir şeyler atar.
3. Ben de gönderirim ama mirasımın bir kısmını çocuğuma bırakmadan kendim için yeme planım var.
0
jazzabel
(19.03.24)
1- ev alacak olsam, faizler yüksek olsa mesela nakit isteyebilirim onlardan. vermezlerse bozulurum. ama ben x kazaniyorken 1,5x lik kazaniyormusum gibi yasamami finansa etmek zorunda degiller. böyle bir sey istemem.
2- 30 gibi maddi destek bitmeli. ama aileler mülkü parayi cocuga aktarmaya basliyorlar. miras vergisinden muaf olmak icin, evli degilse mal ayrimina girmesin evlendiginde vs diye.
3- göndermem. herkesin ayaklarinin üzerinde durmasi lazim. parayi harcamasi, tatil yapmasi, daha lüks bir yerde kirada oturmasi icin yapmam. ev alacaksa falan yardim ederim.
ama bu mal mülk bana kendi miras kaldiysa gönderirim cünkü benim de degil sonucta tam olarak.
0
robert bosch
(19.03.24)
1 ve 2- Şu an için mi konuşuyoruz, yoksa genel olarak mı? 5 sene önceye kadar sorsan hepsinin cevabı farklı olurdu, şimdi farklı. Yani 5 sene önceye kadar 40 yaşına geldiği halde ailesi olmadan ayakta duramayan insan için "ailesi yetiştirmeyi becerememiş" ya da "kaç yaşına gelmiş hala ailesinin eline bakıyor" derdim. Yaşın bir üst sınırı yok. Şu an ise ekonomi öyle bir felaket halde ki anne-babanın durumu varsa yardım etsin tabii ki diyorum. Her halükarda yeni bir iş kurulurken zorunda değiller ama onların parasına bakarak iş kurmaya çalışmak biraz şımarık geliyor ama destek olmaması bir üzer tabii ki.

3- 30+ yaştayım ben. Geliri/Mal varlığı ne kadar olursa olsun bu yaşta her ay annemden-babamdan belirli bir miktar harçlık geliyor olsa utanırdım.
0
nawar
(19.03.24)
(6)

İçmek zorunda olduğum smoothie'yi nasıl tatlandırabilirim?

marowak
Merhabalar. Her sabah içmek zorunda olduğum lor peyniri, yulaf ve muz ağırlıklı bir içeceğim var. Bunları süt ile beraber smoothie kıvamına getirip içiyorum ama tadı tahmin edersiniz ki muza rağmen çok kötü oluyor. Doğala özdeş aroma adı altında satılan şuruplar iş görür mü? Bir damla katarak çilek,
Merhabalar. Her sabah içmek zorunda olduğum lor peyniri, yulaf ve muz ağırlıklı bir içeceğim var. Bunları süt ile beraber smoothie kıvamına getirip içiyorum ama tadı tahmin edersiniz ki muza rağmen çok kötü oluyor. Doğala özdeş aroma adı altında satılan şuruplar iş görür mü? Bir damla katarak çilek, antep fıstığı gibi aromalar ekleyip o kötü tadı bastırabilir miyim? Bir ürün tavsiyeniz var mıdır?
0
marowak
(18.03.24)
Normal süt yerine çikolatalı süt denenebilir. Lor’un tadı nasıl bastırılır bilmiyorum açıkçası
0
avatar is back
(18.03.24)
bal olabilir mi?
0
noxie
(18.03.24)
Sıcaklığını mümkün olduğunca düşürerek tadını azaltabilirsiniz. (Smoothie içine buz ekleyerek)
0
michael_knight
(18.03.24)
kakao veya tarçın ekleyin bir de
0
neira
(18.03.24)
cikolatali protein tozu koy bir olcek bence.
0
bohr atom modeli
(18.03.24)
ben cay bardagindan az portakal suyu ekliyorum ama benimki sebze,
sizin ki muz oldugu icin kakaolu sut belki iyi olur.
0
Ley
(18.03.24)
(19)

Sizce bir yaratıcı var mı?

slm ben yalnız komando yasin
Yani bu evren tesadüfen mi oluştu yoksa deizmde ki gibi bir yaratıcı var ama dünyaya karışmıyor mu?
Yani bu evren tesadüfen mi oluştu yoksa deizmde ki gibi bir yaratıcı var ama dünyaya karışmıyor mu?
0
slm ben yalnız komando yasin
(17.03.24)
Stephen hawking fizik yasaları ile big bang’i defalarca açıklamaya çalıştı. Evet tesadüfen. Ama günlük dilimizde kullandığımız tesadüften bağımsız yasalarla mümkün kılınan bir tesadüf.
0
ruhen hastayim ben
(17.03.24)
Var mı yok mu bilmiyorum, bilen de yok zaten ve olmayacak. o yüzden umursamiyorum ve hayatımı da bu şekilde yaşıyorum.
0
logisticsmanager
(17.03.24)
yaratıcı yok ama çok umurumda da değil +1
0
gabe h coud
(17.03.24)
Olabilir ama bilemeyiz..
0
anon1m
(17.03.24)
inançsız biri olmama rağmen bunu olasılıklardan biri olarak görüyorum, simülasyonu da bir olasılık gördüğüm gibi o yüzden ateizme değil agnostizme yakınım sonunda ne çıkacak ben de merakla bekliyorum :)
0
grimavi
(17.03.24)
din mensubu kişiler tanrı der.

ama bilime göre evrenin oluşumu (ve/veya big bang) ile ilgili teoriler var. son görüşlerden birisi de kuantum dalgalanması (quantum fluctuation). yoktan enerji oluşmasıyla ilgili kısaca ama daha ayrıntılı tabii. çoklu evren teorileri de var.

metafizik/ütopik durumlar da düşünülebilir. veya daha üstün ırkların/uzaylıların/varlıkların yaratıcı olması veya onların bir deneyi olmamız vs.
0
ermanen
(17.03.24)
Her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten diye birer cümleye sığdırdığımız devasa ve imkansız özellikleri bir varlığa atfedince ve onu aynı zamanda hem ezeli hem de ebedi ilan edince nasıl bütün mantıksızlıkları ortadan kaldırmış olabileceğimizi ben anlamıyorum şahsen.

Anlamadığımız her şeyi bir tanrı figürüne atfetmek her şeyi yatağın altına itip odayı topladım diyen bir çocuğun davranışı gibi bence.

Kısacası bunun sizcesi bizcesi yok. Ya görüp bildiğimiz bu evren henüz tam olarak bilmediğimiz belli yasaların etkileşimleri sonucu var oldu ya da bu her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, ezeli ve edebi varlık evreni "oldurdu".

İnsanlığın geçmişteki deneyimlerine de bakınca 1. İhtimal tartışmasız doğru olsa gerek.
0
akhenaten
(17.03.24)
Bence yok.

tesadüf ve teori terimlerini günlük hayatta kullandığımız halleri ile karıştırmanıza sebep olan fen bilgisi öğretmenlerinizin suçu hep.
0
nawar
(17.03.24)
+1 @grimavi
Kitaplarda yazdığı gibi olduğunu düşünmüyorum.
0
sevilen progressive türkücü
(17.03.24)
var kardes kesin bilgi.
0
gule gule
(17.03.24)
ya benim anlamadığım bir durum var. tanrı, allah, yaratıcı vs. diyince herkesin gözünde sanki yukarılarda bir yerde, kocaman tahtında oturmuş, önünde dev bir kontrol paneli olan bir figür canlanıyor. ona tanrı deniyor, yaratıcı deniyor. orada bir varlık var, oturmuş panelden yaratıyor, yok ediyor, kontrol ediyor sanki. var mı yok mu, tesadüf mü, bilimsel mi diye tartışılıp duruluyor.

yahu senin tesadüf, ötekinin bilimsel dediği, quantum dediği şey tanrının kendisi işte. dine inanan tanrı diyor, sen tesadüf diyorsun. bütün dinlerdeki tanrı tanımına uyuyor. tanrı dediğin şey o tesadüfün, o bilimselin ta kendisi işte. "tanrı diye bir şey yok, tesadüfen oldu", evet tesadüfen oldu, o tesadüfen olan döngüye biri çıkıp evrim diyor öteki çıkıp quantum diyor, beriki çıkıp tanrı diyor, ben de diyorum ki, tanrı dediğin şey doğanın, kainatın, bu yaşam döngüsünün ta kendisi işte.
0
kibritsuyu
(17.03.24)
@kibritsuyu

hocam bu tartışmalarda genelde semavi dinlerdeki gibi bir tanrı modeli üzerine konuşuluyor

senin dediğin gibi fizik kuralları da tanrıdır diyen açılımlar var tabi
0
grimavi
(17.03.24)
@ruhen hastayim bene ithafen... Stephen Hawking evrenin "neden" oluştuğunu açıklamadı, "nasıl" oluştuğu üzerine fikir beyanında bulundu. Popüler bilim zırvalarından ziyade makalelerine baksanız öğrenmiş olurdunuz.

Dolayısıyla evrenin tesadüfen oluştuğunu iddia edemeyiz çünkü büyük patlamadan öncesine yönelik hiçbir kanıt yok elimizde. Haliyle yaratıcı denen kavramın olup olmadığını da bilemeyiz. Tek bildiğimiz büyük patlamadan sonra evrenin nasıl gelişip hayat bulduğu.
0
truf
(17.03.24)
bilmiyorum. nereden bileyim :) büyük ihtimalle tanrı yok ama olsa da şaşırmam

@kibrit suyu: senin bakış açın ile tanrı yok denmesine imkan yok ki. tesadüfe de evrime de her şeye de tanrı diyorsun sen. bu tartısmalar genelde tam da dediğin gibi önünde kontrol paneli olan bir tanrı var mı yok mu şeklinde geçiyor. olaya senin gibi bakınca ateizmi çökertmiş oluyorsun :)
0
benarrivo
(17.03.24)
Vala ben var olduğu üzerine yaşamımı temellendirip, şekillendiriyorum. Bu benim için daha mantıklı ve iyi hissettiriyor.
0
Amaranta ursula
(17.03.24)
kitap gönderen bir tanrı olduğuna inanmıyorum ama kibritsuyu'nun dediği gibi bir şeye inanıyorum. Yani ben tencereyi dışarıda unuttuğumda içindeki şeyler küflenip bir ortam yarattığında tesadüfen de olsa onların yaratıcısı ben oluyorum sanki. Bu tür "her şeyi başlatan" bir yaratıcımız olabilir.
0
nhk ni youkosu
(17.03.24)
Hawking'in böyle bir iddiasi veya makalesi yok, olamaz da.

internette her okudugunuz, izlediginiz seye atlamayin derim.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.03.24)
bir yaratici olabilir ama bence bu dinlerdeki gibi bir sey degil. einstein da boyle diyor.
0
bohr atom modeli
(18.03.24)
Yaratıcı var, dünyanın her bir zerresinde her an her şeyi o olduruyor, fakat sistemi öyle kurmuş ki, yarattıklarından özgür irade verdiklerinin müdahaleleriyle de işleyen ve şekil alan ama her zaman doğal haline mutlaka geri dönen bir sistem. Geri dönerken de onu bozanları bozarak geri dönüyor, ona saygı gösterenlere ise saygılı davranıyor, bozanlardan çok iseler.

İnsan denen o özgür irade sahiplerinin kendilerini tanımaları, anlamalı ve eğitmeleri için yaratılmış bir ortam diye düşünüyorum. Yaratıcı var, her an karışıyor ve müdahaleye izin veriyor, sıradışı müdahaleleri de oluyor. Ben çok yaşadığım için rahatlıkla söylüyorum.
0
muhayyer divan
(18.03.24)
(1)

Berlin'de amatör halı saha

fog weaver
Berlin'e yeni taşındım, haftada 1-2 defa amatör halı saha maçı yapmak istiyorum. Bilgi verebilirseniz sevinirim.
Berlin'e yeni taşındım, haftada 1-2 defa amatör halı saha maçı yapmak istiyorum. Bilgi verebilirseniz sevinirim.
0
fog weaver
(06.03.24)
alternatif olarak almanya'da pazar ligi var. kreisliga takimlarindan birine kaydolun haftada 2-3 antrenman 1 mac yapiyorlar. hicbirine gitmek zorunlu degil kafaniza gore takilirsiniz. bazi arkadaslarim oyle yapiyor. oynayanlar zaten kismen kilolu sigara icen falan tipler ama bir federasyon var hakemler falan geliyor buyuk sahada oynaniyor.
0
bohr atom modeli
(06.03.24)
(6)

Pirinç pilavının beklemesi sakıncalı mı?

chicha_v2
Geçen bir videoda görmüştüm, bağlantısını bulursam eklerim daha sonra.Bir tanıdığımız da diyetisyen yeğeninden böyle bir şey duyduğunu artık pirinç pilavını ikinci güne bırakmadığını söyledi.Bekledikçe pirince özel bir küf/mantar oluşuyormuş. Uzak doğudakilerin de her gün yeni pirinç lapası pişirmes
Geçen bir videoda görmüştüm, bağlantısını bulursam eklerim daha sonra.

Bir tanıdığımız da diyetisyen yeğeninden böyle bir şey duyduğunu artık pirinç pilavını ikinci güne bırakmadığını söyledi.

Bekledikçe pirince özel bir küf/mantar oluşuyormuş. Uzak doğudakilerin de her gün yeni pirinç lapası pişirmesinin sebebi buymuş.

Doğruluk payı nedir? Her gün pilav mı yapmalıyız?
0
chicha_v2
(06.03.24)
Eskiden ısıtıp ısıtıp yerdim. Hiç de ölmedim. Ama bir gün internette bir yazıya rastladım. 24 saatten fazla buzdolabında dahi olsa bekletmek sakıncalıymış, o süre içinde de normal ısıtmak sakıncalıymış benmari şeklinde ısıtılabilirmiş falan

O güne kadar ölmedim gerçi ama ne olur ne olmaz dedim. Artık günlük yapıyorum.
Sporculuk olduğu için de her gün yerdim oysa.
0
Mirket
(06.03.24)
Valla varsa bile insanlar asırlardır pilav yapıyor, ertesi güne bırakmaktan kaçınanı da görmedim açıkçası. Dışarda araba çarpma ihtimali çok daha yüksektir heralde. Hatta çoğu yerde önceki günkü pilav çorbaların içine girer falan, demek istediğim yemek kültüründe bile yer edinmiş yani bir "dünkü pilav" konusu. Ancak bu zamana kadar hiç bunla ilgili bir uyarı vs duymadım yetkin bir yerden. Ciddi bir durum olsa bu kadar gölgede kalacağını sanmam.

Örneğin konserve gıdalarda da böyle bir durum var, botulinum zehirlenmesi olarak da biliniyor, pirinçten çok daha yaygın bir durum olsa gerek. Hayati tehlikesi yüksek. Düzgün konservelenmemiş gıdalarda biriken bakteri toksinleri sonucu ortaya çıkıyor. Yine de konserve tüketiyorum açıkçası, hatta yapıyorum.
0
akhenaten
(06.03.24)
hayatimda hic tek gun icin pilav yapmadim. muhtemelen ailemde kimse yapmamistir. o pilavin ertesi gun isitilip yenmedigi bizim sulalede gorulmemistir herhalde.
0
bohr atom modeli
(06.03.24)
taze pilavin yerini hicbir sey tutmuyor tabi ama her aksam da pilav pisiremedigim icin 3 gunluk yapip yiyecegim kadar isitiyorum. herhangi bir zarari varsa da cok umrumda degil acikcasi.
0
bay b
(07.03.24)
ısıtılması sakıncalı yiyeceklerin başında geliyormuş. instagram doktorlarından duymuştum. beklemesiyle ilgili bilgim yok. soğuk zaten yenmez. günlük yapmak mantıklı o yüzden.
0
elorelia
(07.03.24)
Kuf/mantar olayini instagramda ben de gordum ama bi huzur vermiyorlar, yok beyaz pirinç seker cikariyormus glisemik indeksi yuksekmis, yok arsenik iceriyormus, yok ikinci gun kuf olusuyormus. Bir huzur versinler de pilavimizi sucluluk hissetmeden yiyelim ya.
0
instant crush
(07.03.24)
(4)

Swift ücreti

atlas
Selamlar, 10bin usd transfer yapmak istesek ne kadar swift ücreti alırlar bilen var mı?teşekkürler.
Selamlar,

10bin usd transfer yapmak istesek ne kadar swift ücreti alırlar bilen var mı?

teşekkürler.
0
atlas
(06.03.24)
yurtiçinde kendi hesaplarınız ise midas üzerinden ücretsiz gönderebilirsiniz.
0
nuisance 2
(06.03.24)
alternatif olarak transferwise 30-40 dolar falan alir herhalde. 7 bin euroyu iki parca yolladigimda 12'ser mi ne kesmisti.

swift ile 40 bin dolar gondermistim banka sanirim 200-300 dolar kesmisti.
0
bohr atom modeli
(06.03.24)
Ekim 2023'te online bankacılıktan 1000 lira vermiştim. (Yapıkredi - aynı gün. Direkt 10 bin dolar göndermiştim)

Birkaç gün valörlü falan seçersen birazcık daha ucuz oluyor.

2000 dolar yollarken de 460 lira mı ne almıştı. Minimum bir ücreti var, sonra paraya göre yükseliyor (ve üst limit de var).

not: mesai saatleri içinde kurcala. Son onay ekranına onay vermediğin sürece geri gidip başka tarih seçmek, 10 bini 5 yapıp denemek falan bedava :D Hepsinde ücreti göreceksin. Son tavsiye, öğlene kadar yaparsan ve aynı gün gönderimi seçersen o gün bile ulaşabiliyor. 14:00 sonrası falan yaparsan sonraki güne kalır. (Paranın senin bankandan çıkması karşıya hemen ulaşacağı anlamına gelmiyor ama benim deneyimlerimin çoğunda ulaştı)
0
nhk ni youkosu
(06.03.24)
çok teşekkürler arkadaşlar
0
🌸atlas
(09.03.24)
(10)

Yurtdışında kaçak film izlemek

Sumashi
Avrupa'da türk film/dizi sitelerinden kaçak izlemenin cezası var mıdır? veya stremio gibi torrent tabanlı platformlardan film izlemek sorun yaratır mı? bazı forumlarda ciddi para cezası olduğundan bahsedilmiş. ülke avusturya
Avrupa'da türk film/dizi sitelerinden kaçak izlemenin cezası var mıdır? veya stremio gibi torrent tabanlı platformlardan film izlemek sorun yaratır mı? bazı forumlarda ciddi para cezası olduğundan bahsedilmiş. ülke avusturya
0
Sumashi
(02.03.24)
avusturya'da nasıldır bilmiyorum ama almanya'da sorun olmuyor. stream ya da download değil, upload (torrent vs.) radara giriyor. kafan rahat etsin istiyorsan vpn de kullanabilirsin.
0
sir gawain
(02.03.24)
ben bunu baya araştırdım ama net bir sonuca ulaşamadım. sadece download yaptığı için ceza alan birini göremedim ama yanlış yönlendirmek istemem. sanırım upload kısmı daha çok sorun yaratıyor. yine de kesin bilgi sahibi birileri olursa diye takipteyim.
0
sacrilegious
(02.03.24)
türk film/dizi sitelerinden kaçak izlemenin cezası yok. gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz.

stremio gibi torrent tabanlı platformlardan film izlemek tehlikeli. kullandılan tracker'a göre direk yakalanılabilir. genel olarak zaten korsan bir içeriğin yayınını yapmak, etrafa paylaşmak asıl ciddi suç. torrent kullanınca da sen de etrafa yaymış oluyorsun o yüzden ne torrrent ne de torrent tabanlı uygulamaların kullanımını kendi network'ünde ya da bilgisayarında önermem.

eğer illa torrent kullanmak istiyorum diyorsan çözüm başka bir ülkede bir sanal makine (torrent client, plex vs. kurabileceğin) ve private torrent tracker.
0
king lizard
(02.03.24)
izlemekte sorun yok ama stremio,torrent ve genel manada korsan indirmekte sorun var.
0
biravekahve
(02.03.24)
stremiodan indirmeden izlemek problem olur mu bu konuda aradayım ben de zaten
0
🌸Sumashi
(02.03.24)
göm gitsin. avusturya'da sen internete yükleme yapmadığın sürece kimse peşine düşmez. torrent de indirebilirsin, türk dizi sitelerinden de izleyebilirsin.
15 seneden fazladır avusturya'dayım.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.03.24)
upload ve torrent riskli. o da her zaman degil. streaming'ten cayir cayir izliyoruz sikinti yok. lokasyon abd.
0
antikadimag
(02.03.24)
Hem Almanya hem Hollanda'da 6 ay boyunca torrentten film dizi indirip izledim hiç sorun olmamıştı. İnsanların bunu ne kadar ciddiye aldığını fark edince tabi farkında olmadan çok aptal bir risk almışım meğer onu anladım. Portekizde polis kapıma dayanır korkusu olmadığını biliyorum mesela o açıdan rahat rahat torrentten istediğimi indiriyorum ama merkez avrupa ülkelerinde torrentten uzak dururdum şu anki kafayla.
0
beyfendi
(02.03.24)
download yaptigi icin ceza yemis birilerini taniyorum. konum almanya. tabii ki kapina polis dayanmaz ama eve bir zarf gelebilir. avukat tutmak zorunda falan kalirsiniz.

online izlemenin bir problem yaratacagini sanmiyorum ama dedigim orneklerde bilgisayarlarina indirmislerdi. bu eski filmlerde problem olmaz da yeni cikanlarin yapimcilari dagitimcilari falan ugrasiyor olabilir.
0
bohr atom modeli
(03.03.24)
Italya'da erasmus'ta iken bir mail aldik. Okulun agi kullanilarak yeni cikan bir filmin ismi verilerek dvdrip'inin indirildigini soyluyordu. Eger benzer bir indirme daha olursa yapan bulunacaktir, yasal islem baslatilacaktir falan diyordu. Oklar hemen kurallari bilmeyen biz erasmuslara donmustu:) Baska tekrari olmadi zaten.
0
freedonia
(03.03.24)
(5)

Yüz yüze iş görüşmelerinde not almak

condom kurşunu
işveren tarafı harıl harıl yazıyor ben anlattıkça bense onların çoğu dediklerini unuttugum için artık not defteriyle mi girsem görüşmelere diyorum. Teamste yaparken not alıyorum mesela ama yüzyüzede bu zamana kadar hiç not almadım almak mı lazım ki artık?
işveren tarafı harıl harıl yazıyor ben anlattıkça bense onların çoğu dediklerini unuttugum için artık not defteriyle mi girsem görüşmelere diyorum. Teamste yaparken not alıyorum mesela ama yüzyüzede bu zamana kadar hiç not almadım almak mı lazım ki artık?
0
condom kurşunu
(29.02.24)
Vaka analizi ya da alanla ilgili teknik mulakat degilse cok absurt durur bence. Ikci bana eski isyerimden neden ayrildigimi, zayif yonlerimi falan sorarken neyini not alacagiz ki
0
freedonia
(29.02.24)
gereksiz ve çok şov bir hareket. ik’cı olsam ‘napıyor lan bu?’ derdim içimden.
0
sir gawain
(29.02.24)
işveren iş için kaç kişi ile görüşüyor kim bilir. kimin ne dediğini hatırlaması mümkün değil. illaki bir şeyler için not alması gerekir. ancak ben birini işe almak için görüşürken karşımdaki not alıyorsa garipserim açıkçası. o yüzden pek tavsiye etmem. ama teknik bir görüşme olacaksa (ki o durumda da kağıt kalemi işyeri vermeli) o zaman normal derim.
0
shadowfollower
(29.02.24)
Vallaha ben çok iş görüşmesi yaptim is veren olarak, not alan insan çok oldu. Hiç de yanlış karsilamadim.

Ik kısmı neyse ama is veren müdür ile görüşmede mantıklı bence. Ben de aldım yaptığım görüşmede.
0
logisticsmanager
(29.02.24)
cok lazim oluyorsa yap ama ne yaziyorsun ki? is gorusmesinde paso yazi yazmak da garip bence. belki 3-5 anahtar kelime yazarsin tamam. onlar da zaten akilda tutulmayacak seyler olmaz.
0
bohr atom modeli
(29.02.24)
(7)

sefiller 5 ciltte ne anlatıyor?

OgutucuRecep
bir bakayım dedim ben bu romanı 300-350 sayfalık bir kitapta okudum. o zaman denk geldi öyle aldım. çok da hoşuma gitmişti.ama bu 5 cilty bilmem 100-1200 sayfada ne anlatıyor acaba? böyle 3-5 cilt olanı alıp okuyna var mı?
bir bakayım dedim ben bu romanı 300-350 sayfalık bir kitapta okudum. o zaman denk geldi öyle aldım. çok da hoşuma gitmişti.

ama bu 5 cilty bilmem 100-1200 sayfada ne anlatıyor acaba? böyle 3-5 cilt olanı alıp okuyna var mı?
0
OgutucuRecep
(27.02.24)
Sefiller, Karamazof Kardeşler, Monte Kristo Kontu, Don Kişot, Savaş ve Barış, Rüzgar gibi Geçti, Anna Karennina Durgun Don.

Bunlar efsane kitaplar. Keşke hiç bitmese denecek cinsten.

Sefiller'i İş Bankası Kültür Yayınları'ndan al oku. Pişman olmazsın.
0
Mirket
(27.02.24)
Keşke hiç bitmese denecek cinsten +1
0
ruhen hastayim ben
(27.02.24)
Sefiller aman amma yazmış kaç sayfa bu diye sıkılacağınız bir kitap değil. Sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın hiç. 5 cilt değildi okuduğum. 2 cilt olanı okumuştum. Sayfa sayısı neydi bilmiyorum şimdi ama kalındı ciltler yani 1200 sayfa vardır heralde okuduğum versiyonunun. Okurken hiç amma uzunmuş diye düşündüğümü hatırlamıyorum
0
yazdonumu
(27.02.24)
Su an Le Comte de Monte Cristo okuyorum Fransizca ve orijinal metnin yaklasik 1100 sayfa oldugunu ögrendigimde ben de bu soruyu sordum.

Konu örgüsü ilgi çekici olsa da ciltlerce sürmesi bana anlamsiz gelmistir.
0
Yourcousinmarvinberry
(27.02.24)
Sefiller muhteşem kitap.
İyi bir çeviriden tamamı okunduğunda sıkılmak zor.
0
but that was just a dream
(27.02.24)
su an ilk cildini okuyorum yarisina geldim ama detayli savas tasvirleri bogdu biraz beni. aslinda onun disinda cok guzel bir kitap ama bu kitaba bunlari yazacagina gidip savas icin ayri bir kitap yapsaydin diyesim geldi.

bu arada kitabin ilk ceyreginde fantine diye bir kadin var. bu kadinin ve cocugunun hikayesini okudugum esnada netflix'te "an american crime" diye bir film izledim ve hikayeler cok benziyor. izlememis olanlara tavsiye edebilirim.
0
bohr atom modeli
(27.02.24)
rus dili ve edebiyatı öğrencisiyim, burada adı yazılmış romanların çoğunu türkiye'de bulunabilecek en iyi çevirisinden okudum, orijinalleri üzerinde ders çalıştım. her birini 3-5 yılda bir özleyip tekrar tekrar okuyasım gelir. bunu şu yüzden söyledim, kesinlikle "yav 10 sayfa duvar anlatıyor!!!" diyen birisi değilim konu klasikleri okumak olunca.

yalnız sefiller'i sıkıcı buluyorum ve ne kadar denersem deneyeyim 300'üncü sayfadan ötesine geçemedim. onu bırakıp başka kitaba geçtiğimde ise bir ayda 4-5 kitap okuyacak hıza dönüyorum tekrar.

hugo'nun her olaydan sonra "hayatta bazen böyle şeyler olur" tarzı acayip eklemeleri benim dikkatimi dağıtıyor mesela. inci'deki meşhur hikayeyi hatırlayanlar olur belki, annem babama nasıl verdi mi ne öyle bi şeydi. onda eleman saçmasapan şeyler yapıp "böyle yeteneklerim vardır, insanları şaşırtırım" gibi komik eklemeler yapıyordu.

sefiller'i okurken aklıma sürekli bu geliyor. "sıradan vatandaş" için bence çok ağır bir roman sefiller. bak mesela savaş ve barış'ı okurken elbette o dönemin şartlarını biliyorsan çok daha fazla keyif alırsın ama şart değil. herhangi bir yetişkinin eline ver o romanı, yine okuyup çok şey anlayabilir/öğrenebilir/sevebilir.

sefiller'i keyif alarak okuyabilmek için bence son 300-400 yıllık fransız tarihini ve siyasetini çok iyi bilmek lazım. en azından şahsi görüşüm bu. inanılmaz bir eser olduğundan şüphem yok ama şu veya bu klasik gibi alıp okuyayım denebilecek bir roman değil bence. daha çok rehber gibi.
0
mark greg sputnik
(27.02.24)
(9)

Neden araba, ucak yapamiyoruz

congratulationsyouwon
mühendislik alanında diğer gelişmiş ülkelerden ne eksiğimiz var? Tip alanında pek çok bati ülkesinden daha iyi durumdayız. dünyada ilkleri gerçekleştiren, nobel alan hekimlerimiz var. dünyanın en iyi üniversitelerinde, bilimsel merkezlerinde calisan fizikçilerimiz, mühendislerimiz var. yani bilimsel
mühendislik alanında diğer gelişmiş ülkelerden ne eksiğimiz var? Tip alanında pek çok bati ülkesinden daha iyi durumdayız. dünyada ilkleri gerçekleştiren, nobel alan hekimlerimiz var. dünyanın en iyi üniversitelerinde, bilimsel merkezlerinde calisan fizikçilerimiz, mühendislerimiz var. yani bilimsel açıdan mühendislerimizin Amerikalı, alman ya da japon bir mühendislerden eksiği yok. belli ki para konusunda da sikintimiz yok. Sarayın bir aylık masrafı ile NASA uzaya roket gönderiyor. bir ucagin, arabanın motorunun nasıl calistigi da belli. dizaynına kadar neden her parçayı ithal edip, monte ediyoruz da kendimiz yapamıyoruz? yapamadigimiz kısmi neresi? tek sorun ucagi yapacak malzemeyi üretememek mi?
0
congratulationsyouwon
(26.02.24)
Arabayla ilgili söylenen; araba yapmakta sıkıntı yok, arabayı düzgün pazara ulaştırıp kâr etmek asıl sıkıntı. Ha ben kâr etmiycem sadece gövde gösterisi olsun, icabında halkıma ucuz araba sağlayayım dersen yaparsın. Şimdiki togg da bu yolla çıktı sanırım da ucuz kısmı geçerli olmayacak gibi
0
nundu
(26.02.24)
araba degil de yongayi dusunelim mantik ayni.

m.youtube.com

videoyu 6.15'den bu yana izlerseniz gayet net aslinda her sey.
0
gule gule
(26.02.24)
Türkiye'nin en genel sorunu--> tutarlı olmamak. 50 yıl boyunca aynı şey üzerine çalışabilecek bir kurum kurabilecek miyiz? yoksa bir dönem başlayan şey öbür dönem siyasete alet edilip mahvedilecek mi?

Celal Şengör'ün söylediği doğru şeylerden biri şuydu, Türkiye'de bireysel olarak başarılı bir sürü insan var ama "sistem" yok, "kurumlar" yok. Bunların hepsinin sebebi de çok kısa vadeli düşünmek.
0
nhk ni youkosu
(27.02.24)
Bu mevzular konusunda baya dusundum bir aralar kendi yasadiklarimi da goz onune alarak. sonunda ulastigim sonuc, bizim ana problemimiz "hayal kurmaya izin verilmemesi". Ulkede ortam buna musait degil. Herkes bir yere kosusturuyor, toplum "bizim cocuk doktor/muhendis olmazsa olecek" hastaligina yakalanmis.

80lerin sonu, ilkokuldayim. Mahalledeki devlet okulu. Doverek matematik ogretmek diye birsey gelistirmisler. Resim, muzik, spor hicbir egitim yok, bunlarin zaten hocalari falan da yok, paso matematik yapiyoruz. Sinif 60 kisi, herkesi ayni tornadan gecirmeye calisiyor.

Yaw arkadas, bu cocuklar arasinda belki de gelecegin muzisyeni var ressami var, ama kimsenin umrunda degil. Her hafta birinin kafasinda bir cetvel kiriliyor, yan siniftan kemik sesleri geliyor vs.

Bu egitim tarzinda bir degisiklik oldugunu hic sanmiyorum, tersine geri gidis olduguna bile eminim.

Boyle bir egitim goren milletten, inovasyon falan cikmaz, cikamaz. Uygulayici oluruz, onu da olmasi gerektigi gibi yapamayiz zaten ortaya boyle dandik bir toplum cikar.

Bizim universite mezunlarinin cogu bence en iyi ihtimalle teknik lise mezunu kivaminda..hocalarda zaten is yok ki oncelikle..
0
cooperr
(27.02.24)
Sorun tamamen sistem sorunu:
- Adalet bittiği için,
- her şey bir kişinin 2 dudağı arasında olduğu için,
- Torpil alıp başını gittiği için,
- 15 milyon kaçak, sığınmacı size ne zaman saldıracak, tecavüz edecek belli olmadığı için,

vs. vs. insanlar burada gerçek değerini gösteremiyor veya göstermiyor. Aklı başında herkes yurt dışına kaçma peşinde.


Sebep tamamen siyasal. Yoksa Türkiye şu an uçak ta yapıyor, araba da... Hem de isterse en iyilerini yapıyor.


.
0
kartallar yuksek ucar
(27.02.24)
Olay mühendis ya da şirketlerin kalitesi değil. Çünkü türkiyede iyi bir şirketteki mühendis kalitesi avrupalı bir bir araç şirketindeki mühendis kalitesinden daha bile iyi sayılır.
Aslında doğru adımlar atılda türkiyedeki şirketten çok daha iyi sonuçlar çıkar mı çıkar. Ama iyi mühendise sahip olmak demek iyi çıktı üretmek demek değil.

Öncelikle odak noktayı belirlemek gerekiyor. Çok kaliteli bir şey mi üretilecek, orta ayar bütce dostu bir şey mi çıkacak oraya. Buna göre pazarda ne kadar pay bekleniyor, kaç sene boyunca full yatırım yaparak devam edilecek.

Eğer ülkeden bir araç, bir uçak çıkmasını isteseydi gücü elinde tutan güruh zateh çıkardı rahat rahat, bunların teknolojisini üretecek mühendis bizde çok. Ama devletin büyük çapta bir teknoloji ürünü ile pazardan pay alması için önce buna göre alım satım anlaşması yapması gerekiyor. Politikalarını ona göre belirlemesi lazım. Bu şirkete yatırım yapması lazım. Bu şirket tökezlediğinde elinden tutması lazım.
Bu şirketle alakalı alınan kararların tamamının akılcı alınmadı lazım. Ki akıllı insan herçekten türkiyede var. Ama akılcı karar almak gibi bir niyet yok üst yönetimlerde.

Bak bankacılık sektörleri tıkır tıkır işliyor. Avrupadan çok daha ileride. Çünkü gerçekten hükümet eliyle desteklenen bir sektör. Batmasına izin verilmliyor. Kararların akılcı alınması engellenmiyor.

Bizim bit boengimizin olmamasının nedeni tamamen hükümetin bununla uğraşmak istemememesi. Araplara arsa satmak, vatandaşlık satmak, avrupadan mülteci desteği almak varken gidipte akılcı bir şekilde desteklenmesi gereken bir sektöre para koymak istemiyor.
0
zimbirik
(27.02.24)
ülkemizdeki sermaye sahiplerinin vizyonsuzluğu.

devletin el attığı şey de verimsiz oluyor.
0
kveldulv
(27.02.24)
almanya'da makine muhendisi olarak calisiyorum. bana her imkan saglaniyor. laboratuvar var. icindeki malzemenin sertligini mukavemetini olcen aletler bizim turkiye'deki koca universitedekinden daha iyi. onun disinda uretimini yaptigimiz urunler icin farkli deney aletleri var. ar-ge'de calisiyorum yillik hayvan gibi butce veriliyor sadece uretimi ya da urunleri verimlilestirmeye yonelik.

turkiye'de de muhendis olarak calistim. bana yaptirilan isi yanimdaki lise mezunu kiz da yapiyordu. her sey ezbereydi. hesap kitap asla yoktu. gercekten muhendis oldugumu burada ise baslayinca hissettim.
imkan verildiginde cok iyi seyler yapabilecek muhendisler var ama yazik ediliyor onlara turkiye'de. patronlarin cogu bilgisiz ve yenilige kapali. ar-ge departmanlari ismen var cogunlukla.

almanya'da hic duymadiginiz urunlerin dunyada lideri olan cok firma var. herkesin aklina mercedesi audisi geliyor ama gecen sene is gorusmesi yaptigim bir sirket mars'a yollanan aracin cok alakasiz bir parcasini yapmisti mesela ve kucuk olcekli denebilecek bir sirketti ama o konuda cok uzmanlasmis.

su anda calistigim yer de buna benzer bir yer. ille de otomobil uretmeye gerek yok. ufak sirketler de dunya capinda bilinen iyi ara urunler uretebilir. bu bizde yok pek. biraz mentalite ve gelenek meselesi.
0
bohr atom modeli
(27.02.24)
ülkece fırsatçılık psikolojisi içinde kısılıp kalmışız. şunu kabul etmek lazım. bir japon ya da alman gibi çalışkan bir toplum değiliz. çalışmadan da olmuyor bu işler.
0
orpheus
(27.02.24)
(1)

Mavi Kart Vizesi

vito andolini
Merhaba arkadaşlar. https://hizliresim.com/cvpcs6l linkinde sözü edilen mavi kart ile başlayan vizenin ne kadar sürede alındığına dair bilgisi olan var mı?
Merhaba arkadaşlar. hizliresim.com linkinde sözü edilen mavi kart ile başlayan vizenin ne kadar sürede alındığına dair bilgisi olan var mı?
0
vito andolini
(24.02.24)
ben de gecenlerde basvurdum ama halihazirda almanya'dayim zaten. isverenin size attigi kontrati ve yabancilar ofisinin gonderdigi "Erklärung zum Beschäftigungsverhältnis" adindaki yine isveren tarafindan doldurulmus belgeyi mail olarak atiyorsunuz.

bu tarihten itibaren randevu tarihine kadarki sure bende tam iki ay. randevuya henuz girmedigim icin bir belge veriyorlar mi tam emin degilim kartin gelmesi de genelde 1-2 ay suruyor cunku. ben su andaki vizemle zaten calisabildigim icin kurcalamadim pek.

bu yine sehirden sehire degisir bazi sehirler cok uzun bekletiyor.
0
bohr atom modeli
(25.02.24)
(7)

İngilizce öğrenmek hakkında

dedeminhirkasi
Bugün Antalya’da dolmuşa bindim. Soför yaşlı bir dayı. Turistle gayet iyi İngilizce konuşuyor. Şundan emin oldum. Yok tens yok yüklem basa özne sona bilmem neyin ikinci hali vs vs . Bu dayı bunları sizce öğrenmiş midir. Hayır tabiki. Bu dil olayı başka bir şey. Bence yanlış yapıyoruz bu konuda siz n
Bugün Antalya’da dolmuşa bindim. Soför yaşlı bir dayı. Turistle gayet iyi İngilizce konuşuyor. Şundan emin oldum. Yok tens yok yüklem basa özne sona bilmem neyin ikinci hali vs vs . Bu dayı bunları sizce öğrenmiş midir. Hayır tabiki. Bu dil olayı başka bir şey. Bence yanlış yapıyoruz bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Biraz da ne istediğimize bağlı gerçi dil öğrenme mevzusu ama en azından gündelik konuşma için detaya gerek olmadığını bugün ben kendi adıma ikna oldum. Sizin görüşleriniz ?
0
dedeminhirkasi
(24.02.24)
Dayiyi dinlemeden bisey diyemem

Kelime kelime konusuyor olabilir
Kursa gitmis olabilir
Onceden yurtdisinda yasamis olabilir
Varsayimlar coğalabilir

Ama kesin bisey var oda şu ; adamda özgüven var
0
Zetnikov
(24.02.24)
Telefondan ekleme yapamadim ama gaza gelmek istiyorsan kendi yasadigim seyi anlatayim

İspanyolca ogreniyorum hocayla karsilikli kamera aciyoruz
İlk basta kelime kelime konusuyordum

Mesela "ben gitmek ev" diyordum kaldiki buda bir asama ilk basta sadece gitmek ev diyordum kelimeyi uce cikardim bu sekilde 6 ayim gecti ve suanda normal konusabiliyorum full akici degil tabiki ama 8 9 yas bi cocuk gibi diyelim.

Neyse ben gramer kitaplarinida okudum ama oyle es gecmedim yoksa suanda gecmis gelecek sindiki zaman konusamazdim iskleti gibi dusun ama xorlamadim okudum ogrendim gectim iskeleti. Bide bi ipucu vereyim birden fazla kitap okudum oyle bi gramer kitabi okuyup birakmadim.

Motivasyonun varsa calisirsan bugun olmassa seneye konusursun birde sureklilik onemli hocam ben mesela haftanin 6 7 gunu calisiyorum kelime calisiyorum vs
0
Zetnikov
(24.02.24)
Bu zaten boyle.

Nasil ki Turkler, daha okuma yazma bile ogrenmeden once, Turkce ogrenirken dolayli tumlec, ozne, anlatilan gecmis zaman vb kurallari cok sonradan goruyorsa, nasil ki Ingilizler, daha okuma yazma bile ogrenmeden once, Ingilizce ogrenirken past tense, future continuous vb cok sonradan goruyorsa yetiskinler de gundelik Ingilizceyi bu gramer kurallarinin teorisini cok sonradan ogrenerek halledebilir.

Ha gramer kurallarini ogrenmeye de elbette gerek var ama gundelik konusma icin sart degil, zaten kurallarin adini bilmeden icgudusel olarak uygularsiniz bir sure sonra.

Merak edip baktim, Turkce icin cumlenin ogeleri vb dilbilgisi konulari 3. sinifta basliyormus ( www.basarisiralamalari.com ), yani 10 yasina kadar sohbet edebilecek sekilde akici Turkce konusabilen cocuk ancak 10 yasindan sonra dilbilgisi kurallariyla tanisiyor.
0
sertac akin
(24.02.24)
Olay tam olarak bu: www.youtube.com
0
freedonia
(24.02.24)
Temel düzeyde grammar bilmeden nasıl konuşacaksınız? Ya da işte dolmuşçu dayı olayım, müşteri geldiğinde sadece ne dediğimi anlasın diyosanız tamam da bu ingilizce konuşmak değil. Hedefinizin ne olduğuna göre değişmekle beraber yabancı dil öğrenirken "Bak işte Kapalıçarşı esnafı kaç dil konuşuyor" mevzusu bence yanıltıcı.

İlk başta tabii ki kompleks grammar öğrenmenize gerek yok ama en azından simple present, present continuous, future ve past tense bilmeden kendinizi ifade edemezsiniz. Çoğunluğu eylem olan 1000 kadar temel kelime de öğrendikten sonra basitçe konuşmaya başlarsınız. Sonrası If clause, relative clause, used to gibi kalıplar vs devam eder. Present perfect tense de kattınız mı yeterli olur bence, ben günlük hayatta past perfect continuous falan kullanan görmedim pek :D

Ama dediğim gibi "Grammar önemli değilmiş onu anladım" demek doğru değil. Ha özgüven önemli tabii ama öğrenme aşamasında. Hata yapmaktan korkmayın
0
nundu
(24.02.24)
Gramer zaten sonradan öğrenilen bir şey.

Ancak bu sizin dile ne kadar maruz kaldığınıza bağlı, dolmuşçu abi nasıl öğrendi bilemiyoruz o yüzden onu bir kenara bırakalım

Ancak dile yeterince maruz kalıyorsanız gramerin g'sine bakmadan da dil öğrenebilirsiniz. Herhangi bir sınava girmeyecekseniz hiç de eksikliğini hissetmezsiniz. Dünyada yaşayan insanların ezici kısmı anadillerinin gramerini bilmiyor zaten.

Ancak siz "ders çalışarak" dil öğrenmek zorundaysanız, örneğin bir yabancı dil sınavına girmeniz gerekiyorsa gramere takılmadan gündelik dilde birkaç şey öğrenip dile giriş yapmanız işinizi kolaylaştıracak olsa da bu yolla dil öğrenmek uzun yıllar alıp, çok çeşitli parçalara yayılacağından işinize yaramaz. Gramere de eş zamanlı çalışmanız gerekir.

Diğer taraftan dediğinizde haklısınız, gramer bilmek dili konuşmanızı kesinlikle sağlamaz. Bırakın konuşmayı yurtdışında türkoloji eğitimi alıp Türkçe konuşan birini duyduğu zaman hangi dil olduğunu zar zor anlayan insanlar var. Aynı şey antik diller üzerine uzmanlaşmış insanlar için de geçerli, bütün gramere hakim oldukları halde dili konuşmaları mümkün değil.
0
akhenaten
(24.02.24)
bu zaten boyle denmis de bu boyle degil aslinda. grameri yine ogrenmen gerekiyor sadece yaninda konusma pratigi de yapman gerekiyor bizde o yok pek. cunku zirt pirt avrupa'ya gidip yabancilarla muhabbet eden bir genc neslimiz hic olmadi ve muhtemelen olamayacak.

minibuscu dayi gibi konusmaya baslayip bunun gramatigini duzeltmeye calismazsan bir sure sonra kirilan kemigin yanlis kaynamasi gibi o da oyle gider. bir seyi ogrenirken amaciniz gercekten ogrenmekse duzgunce kuralina gore ogrenmeniz gerekir. yoksa isaret diliyle de anlasirsin o seviyede.

sadece duyarak ancak cocukken duzgunce ogrenilir. sonradan dil ogrenmekle cocukluktan itibaren ogrenmek arasinda daglar kadar fark var.
0
bohr atom modeli
(25.02.24)
(8)

İş yerinde yemelik neler yapabilirim?

Kahvedesu
Tavuk pilav yapabiliyorum. Başka.
Tavuk pilav yapabiliyorum. Başka.
0
Kahvedesu
(23.02.24)
iş yerinde dolap yoksa diye içinde et ve süt ürünü bulunmayan 4-5 saat dışarda bozulmayacak ve tekrar ısıtma gerektirmeyen şeyler önerdim, mikrodalga varsa her türlü tencere yemeği

kısır
mercimek köftesi
nohut dürüm (dürümlerin içini çeşitlendirmek yeşillik turşu vs sana kalmış)
mantar sote dürüm (mantarla birlikte kırmızı biber yeşil biber başka sebzeler de soteleyebilirsin)
yeşil mercimek salatası
patates salatası
evde hazır yufkadan yapılmış gözleme (soğuk da güzel oluyor)

kış sebzelerinden portakal sulu zeytinyağlı kereviz, portakal sulu zeytinyağlı pırasa, ısıtmadan soğuk yenir, tariflerine internetten bak. zeytinyağlıları öğrenirsen yazın taze fasulye, patlican, kabak, barbunya gibi soğuk yenebilecek yemekleri de repertuarına eklemiş olursun

yeşil mercimekten şöyle bir köfte tarifi var, en hızlı video olduğu için bunu ekledim
youtube.com

hem lezzetli hem insanı uzun süre tutuyor 4-5 tane yiyince yetiyor, ister dürüm yap ister yanına yoğurt ya da başka sosa batırarak ye, tadı soğukken de çok güzel

falafel de yapabilirsin, yapması oldukça basit aslında
0
grimavi
(23.02.24)
Kiloluk konserve ton balıkları alıp, küçük kavanozlara ayırıp. Salata üzeri pratik bir şeklide tüketebilirsiniz.
Ayrıca döküm bir tost makinesi ile tost vb. benzeri şeyler yapılabilir.
0
Rao
(24.02.24)
makarna salatası, tercihen ton balıklı
arpa şehriyeli tavuklu salata
0
nolmus yani
(24.02.24)
Ben çorba dahil her türlü ev yemeğini götürüyorum. En son ıspanak ve tavuk götürdüm mesela.
0
ruhen hastayim ben
(24.02.24)
Tost
Sandviç
0
etna
(24.02.24)
en mantıklısı dışardan dürüm söylemek
kuruyemiş ve meyveyi evden getirmek

öğlen yemeği söz konusu ise
akşamki yemeği getirmek
0
mantık
(24.02.24)
cok sulu olmadigi surece her seyi goturuyorum ben isyerine. zaten bizde disaridan yiyen pek yok herkes evden getiriyor.

fakat ayni problem bende de var. cok kisa surede donguye giriyorum. bu basliktan ilham alacagim. haha.
0
bohr atom modeli
(24.02.24)
Mantik, yurtdisindayim ne durumu.
0
🌸Kahvedesu
(24.02.24)
(11)

Yüksek KM Lüks Araç vs Sıfır KM Standart Araç

french lover
Araçları örnek olsun diye söylüyorum.Diyelim ki 2 milyon tl'niz var.Bu paraya 100.000 km'de Porsche de alınabilir. Sıfır dolu paket bir Golf de alınabilir. Biri tasarım ve marka algısı itibari ile dikkat çekici bir araç iken diğeri görmeye alışık olduğumuz bir araç.Sizin tercihiniz hangisi olur?
Araçları örnek olsun diye söylüyorum.

Diyelim ki 2 milyon tl'niz var.
Bu paraya 100.000 km'de Porsche de alınabilir. Sıfır dolu paket bir Golf de alınabilir. Biri tasarım ve marka algısı itibari ile dikkat çekici bir araç iken diğeri görmeye alışık olduğumuz bir araç.

Sizin tercihiniz hangisi olur?
0
french lover
(17.02.24)
Aylık gelirim çok yüksek değilse golf olurdu tabii ki. Porsche’nin masrafları, bakımı, tamiri de yüksek olacak neticede.
0
but that was just a dream
(17.02.24)
golf
0
jelly bear
(17.02.24)
Tabiki de golf. Porsche'nin masrafları bitmez. Hele yüksek km ise ugraş dur. Mis gibi tertemiz 0 golf alır keyfime bakarım
0
limonlu eksi
(18.02.24)
Eğer elimde sadece iki milyon lira varsa, ikinci arabam olmayacaksa ve harbiden her hafta birkaç gün kullanacaksam ve de tamir için harcanacak yüz binleri risk olarak alamayacaksam tabiki golf.

Bu dünyanın en meşhur sorusudur ve yüzde 90 olarak cevap yeni arabadir. Cevap eski araba olsaydi zaten her yerde porsche, ferrari ne bileyim 7 kasa bmw falan görürdük ama bu arabalar yüzbinlerce kmyi yapsin, ikinci üçüncü eli satilsin, uzun süre kullanilsin diye yapilmiyor. Zaten ilk sahipleri de bu şekilde almiyor, paralari var ve canlari istiyor. Misal porsche almadan önce bir porsche tamircisine sorun bakalım kac para bakimi, tamiri vs. Sonra paraniz yeter mi bakarsiniz.

Ha sansiniza belki 1-2 sene cüzi masrafli olacak bir şey cikar ama bu çok düşük şans. Bu arabalari kullananlar öyle dikkatli kullanmaz.
0
logisticsmanager
(18.02.24)
her zaman düşük km de yeni araç alırım. biraz yol yapınca satarım. Sanayide harcayacak vaktim maalesef yok :)

Ayrıca her marka arabanın kesin kronik bir arızası vardır ve bu arızalar nedense hemen ortaya çıkmaz.
0
bu yolun yolcusu
(18.02.24)
ucuza luks arac olmaz, sen artik bitik halini butcene uygun sekilde alsan bile o aracin en ufak arizasinin altindan kalkmakta zorlanirsin cunku parcasi ile aracin sifir fiyati orantili olarak ilerliyor. Hatta arizayi birak o aracin normal asinan parcalarinin bile fiyatlari astronomik oluyor, porsche'nin bir set freni kac para bir bakmani oneririm.

o yuzden, paran sifir neye yetiyorsa onu alip gececeksin. golf ise golf.
0
cooperr
(18.02.24)
Sıfırını olmasa dahi yüksek modellisini yürütemeyeceğiniz aracın yüksek km'li ikinci elini de almayın. Bu genelleme büyük oranda sizi doğru tercihe götürür.
0
mada
(18.02.24)
bmw, audi, range gibi araçlarda altın kural sıfır alıp 90binde satmaktır. herhangi bir çekici şöförüyle konuşursanız eğer, size alman grubunda en çok audi, bmw çektiğini söyleyecektir. arıza çıkarmaya bir başlarsa ardı arkası gelmez. özellikle elektronik arızalardan kafayı sıyırırsınız.

bu tür araçları sanayide yaptırmaya kalksanız bile herkes ellemez, elektrikçileri dolaşırsınız hepsi size ben o gruba bakmıyorum der geçer. teee trakyanın bir ucundan tamir edilsin diye trabzona çekiciyle giden alman grubu araç biliyorum ben. elleyen de çok ciddi para ister. olası bir motor probleminde tamir masrafları çok çok yüksek olur kaldı ki porsche vb gibi iyice lüks markalardan bahsetmiyorum bile.

araç alacak olsam kesinlikle kore - japon grubundan alırdım.

bu arada tamir konusunda range alman değil ama kimsenin ellemediği parçaların çok pahalı olduğu, motor indirileceği zaman yerine göre kasanın şaseden ayrıldığı cins araçlardandır. çeşitli ağrızaları görmek için bağladıkları bilgisayar ve yazılım da farklıdır. dükkan dükkan gezersiniz bulamazsınız.

ha nerden biliyorsun derseniz sanayiciyim, en yakın arkadaşım kore japon grubu araç yapıyor, bu arkadaşın eski ortağı bu dediğimiz lüks araçlar üzerine dükkan sahibiydi, şehir değiştirdi ama hala aynı işi yapıyor. bunlar hep bizim sanayide gördüğümüz karşılaştığımız şeyler.

2002 model günümüzdeki kadar teknolojik olmayan bmw 3.16 motor kısmında ufak bir şaka yaparsa 200binlik olursunuz. buradan kendinize pay çıkarın.
0
Fodera
(18.02.24)
porsche abartili olmus ama golften iyi ikinci el bir seyler bulunabilir. arabayi kac yil sonra satmak istediginize de bagli tabii.
0
bohr atom modeli
(18.02.24)
Bu arada golf'un bir önceki versiyonunda insanlar dokunmatik direksiyon tuşları ve ekrandan illallah etmişti. Bu versiyonunda bunlar düzeldi mi bilmiyorum ama araştırın.
0
logisticsmanager
(18.02.24)
Valla bende grandcherokee var ne kadar lüks sayılır bilmiyorum, 2003 model. Ben cok memnunum atla deve bir masrafım olmadı. Km'si 370binde bunun 40 binini ben yaptım, bir 50 -60 bin daha yaparım. 2.7,4.7 veya 3.0 crd tavsiye ederim.
0
mirty
(18.02.24)
(8)

Aranızda Almanyada yaşayıp memnun olan var mı ?

bluewhale
Almanyaya yerleşmek üzereyim, youtube da biraz bilgi edineyim dedim ama videoların yarısı almanyaya neden gelinmez, almanyayı neden terkettim tandaslı biraz daha izlerlersem vazgececegim sanırım. orada yasayıp tavsiye eden var mı ?
Almanyaya yerleşmek üzereyim, youtube da biraz bilgi edineyim dedim ama videoların yarısı almanyaya neden gelinmez, almanyayı neden terkettim tandaslı biraz daha izlerlersem vazgececegim sanırım. orada yasayıp tavsiye eden var mı ?
0
bluewhale
(10.02.24)
Benim tanıdığım, aklıma ilk gelen üç kişiyi düşünüyorum; hepsi farklı zamanlarda Türkiye'den gittiler. Hiçbir güç bu kişileri döndüremez mesela. Fakat bunun farklı gerekçeleri var.

Biri maddi gerekçelerle gitti, asıl olarak. Almanya'da çok daha yüksek standartlarda yaşıyor eski haline göre. Evliydi, oradayken boşandı, daha da mutlu olduğunu söylüyor.

İkincisi kariyer sebebiyle gitti. Aynı firmanın Almanya'daki merkezinde çalışıyor. Hemen hemen her anlamda şartları daha iyi. Evli, çocuklu. Çocuğun geleceği için kaçınılmaz olarak görüyordu zaten.

Diğeri çok daha önceden okul ve akrabalık ilişkileri sayesinde gitti. Çok uzun zamandır orada. Bürokrasi ve bazı detaylardan şikayet etse de, Türkiye'ye tatil için bile gitmiyor. Bu arkadaş içlerinde en sıkıntılı olanı, kişilik olarak. Topluma uyum sağlamakta zorlanacağını düşünüyordum, o bile uyum sağladı. Almanya'da tutunamayanlara dair en gerçekçi tespiti de kendisi yapıyor bence. Ona göre en genel sorun; Almanya'ya gitmeye karar verenlerin bunu gerekçelendirirken sadece "kaçış isteği" gibi şeyleri baz almaları. Yani plan yok, ön hazırlık yok, bir miktar da olsa para yok. Elde hiçbir şey yokken ülkeden kaçmak adına bunu yapanlar tutunamıyorlar çoğu zaman. Üstelik Almanya değil, her ülkede böyle bu.

Sonuna kadar katılıyorum. Hedefi olmayan kişinin "neden hede hödö yaptım" temalı videolar çekmesi gayet normal. Bu kişilerden uzak durmanı tavsiye ederim. Yıllarca bir amaç uğruna çabalamış ve başarmış biri olarak, Türkiye'den çıkıp yurt dışına yerleşmeyi, bir insanın yapacağı en mantıklı şey olarak görüyorum. Çok daha uzun yazılabilir ama meramımı anlatabildiğimi umuyorum.
0
mada
(10.02.24)
almanya'dan sikayetci olanlar bu ulkeyi turkiye ile kiyaslamiyorlar cogunlukla. o yuzden turkiye'deki yasama kiyasla her halukarda iyi. ben genelde avustralya ile kiyasliyorum. orasi ile kiyaslayinca biraz tirt. iyi kazaniyorum ve avrupa'nin gobegindeyim o acidan guzel ama cok olumsuz sey var. bunlarin basinda da havanin asiri depresif olmasi, insan iliskileri ve burokrasi geliyor bence.
0
bohr atom modeli
(10.02.24)
mada + 1.

çok doğru.
başka detaya gerek yok.
0
alfired
(10.02.24)
Başkan ben Avrupa'ya para dışında hiçbir amacı olmayıp gidip çok mutlu olan duymadim.
Ama amacı para değil düzgün yaşamak olup dönen de denk gelmedim. Şu an Avrupa'da almanya, isvec, ingiltere, Hollanda'da yaşayan arkadaşlarım var. Hepsi de mutlu.

O yüzden YouTube bakma cok, bir insan youtube videosu çekecek kadar zamani varsa zaten çok da alakası yoktur yani, benim bununla uğraşacak vaktim bile yok yani. Bu işten para kazanmayip sürekli video ceken birine çok normal bakamıyorum. Zaten yurtdışını sürekli kotuleyip mutsuz olup orada kalanı da anlamıyorum. Zorla tutmuyor kimse

Bak fransa'yi sorsan yüzde 90 kötülerler. Arkadaş grubumuz iki Türk, iki fasli, bir hintli. Aramizda mutsuz olan yok yani.

Avrupa'nın da Almanya'nin da zorluklari var tabiki, kimse pembe tablo cizmemeli. Ama bunun etkisi kisiden kişiye değişir. Bunlara kafani yorma, git. Olabilecek en kötü şey geri dönersin:)
0
logisticsmanager
(10.02.24)
öncelikle mutlu olanlar zaten pek video çekmiyor. Gördüklerimin hayatı düzelince kanalları kapanıyor veya video çekmeyi bırakıyorlar :) ilk gittiğinde çok "değişik" şeyler yaşadığın için ve arkadaşın olmadığı için o şekilde avunuyorsun bence. Özellikle işsiz gittiysen.(öğrenci, iş arama vizesi vs.)

her yer kötüye gidiyor, bunu bilerek o videoları izle. Yani 2000'lerde giden "eskiden çok iyiydi şimdi gelinmez" diyebilir mesela, kendince haklı da. Mesela Türkiye'ye gelmeye çalışan Nijeryalı öğrenciler var, Türkiye için de 2010'a kadar iyiydi ama artık gelinmez diyebilirsin, ama o çocuğun ülkesiyle karşılaştırınca Türkiye hala cennet kalıyor olabilir. Aynı şekilde 2024'ün Almanyası hala Türkiye'ye tercih edilebilir olabilir, ama belki Almanya 2010'da çok daha müthiştir. Ama insan sayısı arttı, her yerde iş hayatı da ev kiralama durumları da çok zorlaştı.

Ben kişisel olarak böyle tek millet gibi olan devletlerin bir tık zor olacağını düşünüyorum. ABD-Kanada hatta UK gibi yerler çeşitliliğe daha alışık, diğerleri tek milletten oluşan devletler. Ama maaş vs. olarak bakarsan Almanya ve Hollanda çoğundan iyi duruyordu.
0
nhk ni youkosu
(10.02.24)
alternatifin türkiyeyse kesin gel.
0
sonsuz
(10.02.24)
Refah seviyesi iyi. O konuda sıkıntın olmaz.

Arkadaş ortamı yok, hadi ben zaten asosyalim, çevremdekilere bakıyorum yine yok.

Alman kafa yapısı ile Türk kafası tamamen farklı bunları fark ettikçe sinirlerin bozulacak. Umarım iş ortamın uluslararasıdır, o zaman çok sıkıntın olmaz.

Ben ekşisözlükte almanya ve fransa başlıklarını okuduğumda fransayı çok ırkçı, almanya ise çok güzel gibi imaj var gibi algılamıştım yıllar önce. Ama fransaya gittim, tek olayları fransızca konuşmaya önem veriyorlar, normaller. Almanların ise üsten üsten bir kibirleri var, normal değiller. Zamanla anlarsın.
0
spherical
(10.02.24)
Yaklaşık 7 yıl önce geldim, memnunum. Tavsiye ederim.

Yakın arkadaşlarım beyaz yakalı, akademisyen, doktor, mühendis ve sanatçı

Hepsi de 5-10 yıl içinde geldi. Hepsi de memnun. Hatta mühendis olan Türkiye’deki maaşının neredeyse yarısını almasına rağmen memnun.
0
a man alone
(10.02.24)
(7)

Beğendiğiniz veya ilginç yabancı isimler neler?

ermanen
Beğendiğiniz veya ilginç yabancı isimler neler? Kulağınıza hoş gelebilir, sevdiğiniz birinin ismi olabilir, hayranı olduğunuz birinin ismi olabilir, bir karakterin ismi olabilir vs. Genelde İngilizce olan isimlere, İngilizce konuşulan ülkelerde kullanılan isimlere aşinayız. Ama herhangi bir ülkeden
Beğendiğiniz veya ilginç yabancı isimler neler? Kulağınıza hoş gelebilir, sevdiğiniz birinin ismi olabilir, hayranı olduğunuz birinin ismi olabilir, bir karakterin ismi olabilir vs.

Genelde İngilizce olan isimlere, İngilizce konuşulan ülkelerde kullanılan isimlere aşinayız. Ama herhangi bir ülkeden olabilir. Genelde ünlü kişilerden, kitaplardan, medyadan vs. biliyoruz. Arkadaşınız da olabilir tabii.

Arap ülkeleriyle ortak isimlerimiz de var. Türkçede kullanılan biçok isim Arapçadan geliyor. Arapçada biraz farklı olabiliyor tabii okunuş ve romanizasyonu (Latin alfabesinde yazılmış hali). Arapça versiyonunu sevdiğinizi de yazabilirsiniz, ya da onlara özgü de olabilir.

bazen hem Türkçede (Türkiye'de) hem de yabancı ülkelerde kullanılan isimler oluyor. Lara gibi. Ali gibi. (Ali, Arapça dışında ABD ve İngiltere vs. gibi ülkelerde de Alice, Alison, Alisha, Alexander gibi isimlerin kısaltması gibi de kullanılıyor ya da direkt isim olarak veren de var sanırım).

şu da var:
(bkz: ingilizcedekine benzeyen türkçe isimler)

benim cevap:

Persephone
Yunan Mitolojisi'nde bitki ve yeraltı tanrıçasının ismi. Demeter ve Zeus'un kızı. Hades'in eşi. Ama isim olarak da kullanılabiliyor günümüzde. Mitolojik isimler daha çok ilgimi çekiyor.

Pers diye nadir bi isim de varmış, kulağıma hoş geldi. Peter ve Perris'in muadili imiş. Tanrıyı onurlandırmak için doğan anlamı taşıyormuş. Türkçede de Pars var benzeri.
0
ermanen
(09.02.24)
Bianca
0
marsli gocmen
(09.02.24)
Emily, fonetiği çok güzel ve Daphne-Defne
0
iwasbornonamountainside
(09.02.24)
Annabeth, Annabelle, Adrian, Martin
0
black holes in the sky
(09.02.24)
Jessica
Isabella
Anastasia
Elle
Icardi :D
0
baldan kaymak
(09.02.24)
bertha, tara, lipe, racheli, sarah
0
ala09
(09.02.24)
Naomi, rhea, keanu
0
nic cage
(09.02.24)
Justine. Fransizca olan.
0
bohr atom modeli
(10.02.24)
(15)

Mavi yaka maaşlarının beyaz yaka maaşlarını geçmesi

gnosis
Yakın zamanda çevremde iş değiştiren çok oldu. Özellikle sanayide (beyaz eşya, otomotiv) garip bir ücret dağılımı var sanki. Bir fabrikadaki mühendis 20 bin alırken aynı işi yapan diğer fabrikadaki mavi yaka 40 bine yakın para alıyor. Bu kişilerin işyerinde çalıştıkları süreler birbirine yakın, dene
Yakın zamanda çevremde iş değiştiren çok oldu. Özellikle sanayide (beyaz eşya, otomotiv) garip bir ücret dağılımı var sanki. Bir fabrikadaki mühendis 20 bin alırken aynı işi yapan diğer fabrikadaki mavi yaka 40 bine yakın para alıyor. Bu kişilerin işyerinde çalıştıkları süreler birbirine yakın, deneyimleri de öyle. Mavi yakanın çalıştığı yerde sendika varmış. Sendika farkı mı bu sadece?
0
gnosis
(08.02.24)
Bir sebep de ben soyleyeyim: ozellikle metal iş kolunda sendika var, toplu iş sozlesmesi var, grev var. Beyaz yakalilar ise sinif bilincinden bihaber bir sekilde beyaz yaka olmanin boş ego tatmini ile yetiniyor, örgütsüz oldukları icin de patrona "aman ağam, tamam paşam" diyor. Düşük maaslara kimse ses cikarmayinca da patron "ne ala" diyor haliyle. Ama tabi honda haklı. Metal işçisi en kalifiye işçi grubu. Yine de örgütlü birçok is yerinde ucretler is kolundan bagimsiz olarak yuksektir.
0
prole
(08.02.24)
@prole Yine de ben, sendika olsun olmasın, mavi yakalıların beyaz yakayı neredeyse ikiye katlamasını garip buluyorum. Ne kadar sebep yazılırsa yazılsın kabul etmek istemiyorum sanırım. Bir mühendis kolay yetişiyor demek ki.
Takıldığım bir konu da şu: işyerine yeni giren mavi yakalılar işyerinde daha uzun süredir çalışan diğer mavi yakalardan fazla ücret alıyorlarmış. Yazılımdaki ne kadar iş değiştirirsen maaşı o kadar arttırırsın taktiği bunlarda da varmış. Kimse kıdem falan beklemiyormuş. Bunu da 2 yılda 3 işyeri değiştiren kalıpçıdan duydum. Eskiden çok iş değiştireni almak istemezdiler.
0
🌸gnosis
(08.02.24)
yeri geliyor mavi yaka öyle işle yapıyor ki. teknik olarak ve zorluk olarak beyaz yakanın çok üstünde faydası oluyor. mühendis derseniz bir sürü var. fakat işi bilen usta mavi yaka bulmak çok daha zor. o sebeple de kaçmasınlar diye daha çok para veriyorlar. mesela bir ürünün tasarımını beyaz yaka yapıyor fakat onu fiziksel olarak işleyecek o makinenin a'sından z'sine kadar her şeyini bile cnc Operatörü bulmak çok zor. veya argon kaynağı ustası bulmak çok zor. bir de bu insanlar bu işi yaparken hayatlarını tehlikeye atıyorlar. beyaz yakada bu durumlar yok. o sebeple kalifiye mavi yaka beyaz yakadan çok daha fazla kazanması çok normal
0
limonlu eksi
(08.02.24)
Arz - talep dengesi. Herkesin yaptığı iş çok değerli ve kendine göre zorlukları var. Piyasada işveren bakıyor, x işi için 1000 kişi bulabilirken y işini halletmek için 10 kişi buluyor. Bu durumda maaş dağılımı da arz - talep dengesine göre belirleniyor.
0
dejame
(08.02.24)
Ben soyleyeyim; Türkiye'de beyaz yaka denilen meslekler aslında değil.
Fransa'da satin almaci, planlamaci ne bileyim bankada çalışanlar falan bunlar beyaz yaka değil. Normal çalışan.

Beyaz yaka müdürler ya da iş olarak sendikanin kurallarinda yüksek tekniğe sahip olan mühendis vs gibi işler için kullaniliyor.

Türkiye'de kandirilmisiz hepimiz. Satin almacinin beyaz yaka olması diye bir şey yok, işçi yani. Ama işte satilmis bu insanlara.

Kısacası fabrikadaki düz mühendis adamlarin aslında mühendis olmaması lazımdı ama ülkede elini sallasan mühendis, avukat, öğretmen. E böyle olunca hele bir de metal sendikasi altında olunca insanlar daha kazanir daha değerli oldu.
0
logisticsmanager
(08.02.24)
Mavi yakanin yaptigi isi herkes yapamiyor, beyaz yakanin yaptigi herhangi bir isi 6 ay icinde herkese ogretirsin. Bence zaten hep mavi yaka daha cok maas almaliydi. Dengeler yerine oturuyor diye dusunuyorum. Beyaz yaka hakkini soramayan masa basinda curumeyi kendine zulum gormeyen hicbir seye gikini cikarmayan bi topluluk aldiklari maas cok bile.
0
nic cage
(08.02.24)
mavi yaka her yerde değerli. herkes soruyor başka ülkeye nasıl giderim diye. mavi yaka ol git. senin sütçü beybi üniversitesi diplomanı millet ne yapsın
0
ferenc
(08.02.24)
turkiye'de ve almanya'da muhendislik yapmis biri olarak konusayim. turkiye'de muhendislik falan pek yapilmiyor. muhendisin yaptigi isleri cogunlukla teknikerler falan da yapabiliyor cunku muhendisi kullanmayi bilmiyorlar. muhendisler biraz daha akli basinda ve sorumluluk bilinci olan insanlar oldugu icin tercih ediliyor olabilirler. kismen de yasal olarak sirkette olmalari gerektigi icin olabilir. onlardan faydalanamadiklari icin degerlerini de pek bilemiyorlar. vasifsiz biri gibi davraniyorlar.

muhendisin de yapacagi pek bir sey yok. yap denileni yapiyor iste.

mavi yaka da kucumsenecek bir sinif tabii ki degil ama dunyanin hicbir yerinde bunlarin maaslari esit falan degildir. turkiye'de olay cok sacma boyutlara geldi.
0
bohr atom modeli
(08.02.24)
yaw yurtdisinda da boyle bununla turkiye yeni yeni tanismaya basladi, cunku dunyada bir beyaz yaka enflasyonu var, sayisi artan seyin de degeri duser.

Mevzu su, normalde mavi yaka olarak kalmasi gereken bir guruh, boomer ailelerin gaziyla, oglum/kizim bak biz okumadik surunduk, sen oku kendini kurtar mottosu ile sikimsonik tabela universitelerinden diplomalar aldiklar. Parali ailelerin cocuklari da zaten ozel universiteye parayi bastirdi diplomalari topladi. Dunyada usta sayisinda ciddi dusus var, o yuzden el emeginin degeri ciddi artmis durumda.

Yurtdisindayim, muhendislik yapiyorum. Burda dil bilmeyi birak turkce yazamayan adamlar insaatta fayans doseyerek, siva yaparak benden iyi kazaniyor. Iyi kazanma derken, bende 3-5 lira fazla degil, benim senelik maasimin 3-5 katini 3-4 ayda kazaniyorlar. Bu arkadaslar 6 ay calisiyor, sonra 6 ay tatil yapiyor.
0
cooperr
(08.02.24)
bohr atom modeli + 1.

Ülkemizde mühendis teknisyenlik, teknisyen işçilik, işçiler amelelik yapar (ameli, yani beden işi anlamındadır).

Ekonomi sıkışınca ... mühendisler teknisyenlik bile yapmadığı için bir anda değersizleşti. Teknisyenler ise, teknisyenlik yapmaya başladıkları için mühendis yerine kullanılmaya başlandı. Tabii ki işveren de mühendis yerine teknisyen kullanmaya başladı. Teknisyenlik de saha tecrübesi ister, tecrübeli teknisyeni kolay bulamazsınız. vs.

Mühendisim. Meslek kötülemek değildir, malesef durum değerlendirmesi böyle.
0
alfired
(08.02.24)
tekrar gibi olacak ama ben de beyaz yaka tabirinin yanlış kullanıldığını düşünüyorum. bazı meslekler beyaz yaka olmadıkları fikrini kabul etmiyorlar. sanayide durum aslında her zaman böyleydi. matbaacılık sektöründen örnek vereyim. işletmeler iyi bir grafikeri rahat buluyorlar ama ofset ustasını, baskı operatörünü zor elinde tutarlar. maaşı az verdin mi başka yere geçiyorlar.
0
jepa
(09.02.24)
1. İhtiyaç olandan çok daha fazla üniversite mezunu, mühendis var, bu kadar insanı istihdam edebilecek kadar yeni yatırım yok. Türkiyede sanayi&üretim hala emek yoğun olarak devam etmektedir.

2. Herkes üniversite okuyunca çıraklık-kalfalık-ustalık şeklinde ilerleyen zanaat işlerinde artık yeni personel yetişmiyor. Meslek liseleri işlevini yitireli çok oldu.

3. 1950'lerden sonra kırsaldan gelip şehre yerleşen ilk nesiller eğitim & meslek olmadığından çok zor şartlarda, az paralara çalıştı, çok ezildiler.
Çocuklarının bu şekilde yaşamasını istemediklerinden üniversite eğitimini olmazsa olmaz gördüler.
2000'lere kadar bence bu düşünce yanlış da değildi, sonrasında şehirlerde ki nüfus artışları ve yeni göçlerle durum tersine dönmeye başladı.

4. Sanayi ortamınında mavi yaka için iş ortamı vardiya, fazla mesai, gün içerisinde birkaç kısa çay molası, haftada 1 tatil, resmi tatillerde çalışma, dini bayram ve tatillerde en kısasından tatil demek.

Şuan ki genel talep masa başı iş, cumartesi pazar tatil, 8-5 mesai saati, bedensel çalışma gerektirmeyen, merkezi yerlerde olan işlerde,

5. Bir de özellikle personel açığı bulunan işlerin çalışma şartları ağır oluyor, kalıp-demir ustasının günlüğü 2000-2500 ancak it bağlasan durmayacak inşaatlarda kışın soğukta, yazın sıcakta iş kazası riskinin yüksek olduğu yerlerde çalışıyorlar.
Fabrika ortamında operatörsen, üretim bandında çalışıyorsan sürekli ayaktasın,

Sanayi siteleri, merdiven altı üretim yapan yerlerde ki insanlık dışı çalışma şartları saymıyoum bile.

6. Bu işler yurtdışında da çok değerli özellikle bu ekonomik sorunların iyice artmasıyla birlikte fırsatını bulan yurtdışına çıktı.
Turizm sektörü de buna dahil yetişmiş birçok personel maaşların azlığından ve çalışma şartlarının ağır olmasından kaynaklı körfez ve asya ülkelerine kaçtı.

7. Birde mavi yaka personeller çok daha kolay iş değiştiriyor, molarlarda, serviste(ortak servis olan yerlerde patronlar bundan çok dert yanar) sürekli iş para konuşulur, kim daha iyi para veriyorsa oraya geçiyorlar.


8 yıl mavi yaka işlerde saha da çalışmış, şu an kocaeli bölgesinde bir organize sanayi bölgesinin yönetiminde 11 yıldır çalışan biri olarak yazdım bunları.
0
sealth
(09.02.24)
Yaşadığım şehirde 22 yaşında birisiyle tanıştım. Ben 29 yaşındayım ama kendisi yaşından olgun ve ağır başlı duruyordu.
Ailevi sıkıntılardan ötürü üniversiteye gidememiş aşçılık falan yapmış.
Sonra sanayi için 3d modelleme öğrenip cnc işine girmiş 3-4 sene önce.
Şuan çocuğa 2500 dolar maaş veriyorlar. Hem cihazı kullanabiliyor hem de modeli pc den ayarlayabiliyor diye.

Ben de 4 yıllık bilgisayar mühendisiyim, 2000 dolar bile almıyoruz. Ama düşününce meslek fazlalığının, eğitimin kalitesizliğinden falan.. bir kaç mühendis dışında kimse öyle şirkete veya teknolojiye yön verecek işler yapmıyor, işlerde çalışmıyor.

Memur gibiyim bir ekran isteği geliyor, mobilde kodluyorum. Ekran geliyor, webde kodluyorum. 3-4 yıldır istekler de çok değişmiyor, yani yeni bir şey öğrenmemi gerektirecek bir durum da yok şirket içinde, aynı ekranların farklı işlevde olanlarını kodlayıp duruyorum.

Böyle düşününce evimde yattığım yerden, çalışma zamanımı kendim ayarladığım bir sistemde ben 3-4 yıllık tecrübeyle 50 alayım, sanayide ter dökenler 70 alsın okeyim yani. Onların boş vakti bile olmuyor. Ben kendime zaman ayırabiliyorum, hobilerimle uğraşabiliyorum, gezebiliyorum.

Ben de rahatlıktan vazgeçip dilimi ilerletip hard skillerimi geliştirsem bana da 3-5 bin dolar verirler ama işte memur gibi takılınca böyle oluyor, mavi yaka geçer tabi biz koltukta toto büyütüyoruz.

Ha öte yandan ekibimizin başındaki yazılımcı çok daha zeki olmasına, çok daha kafa patlatmasına rağmen 70bin alıyordur diyelim, yine bizim sanayideki arkadaş ondan çok kazanmış oluyor. Belki bu kısımda bir adaletsizlik olabilir evet.

Burada da belki o mühendisin şirkete kattığı kar ile, sanayideki arkadaşın şirkete kazandırdığı kar ya aynıdır ya da sanayi daha fazla para getirtiyordur, onunla ilgili de olabilir.
0
ananiyimioguz
(09.02.24)
Olay donup dolasiyor su soruya geliyor: patron islerinin devamliligi/kalitesi acisindan kimin gitmesini istemez ve bu gitmesini istemedigi adamlari tutmak icin minimum ne kadar maas verebilir?

Beyaz yaka denen cogu kisi kendini kaf daginda gorse de varliklari yokluklari bir.Istifa etseler baska birini koy yerine kisa surede adapte olur ayni sekilde isler devam eder. Buna karsi tecrubeli bir elektrik teknisyenini dusun.Yeri gelir bu teknisyen ince bir dokunusla yurt disindan servis gelmesini engeller on binlerce euroluk zarari engeller.Patronlar aptal degil.Zaten bu sekilde sonuclara pozitif etki eden beyaz yaka oldugunda onlari da kaybetmemek icin kesenin agzini aciyorlar
0
turkuaz
(09.02.24)
Bu başlığı gördüm ve eklemek istedim: eksisozluk.com
0
🌸gnosis
(23.02.24)
(1)

futbol maçına gidicem, nasıl gidiliyor beyler? passolig vs?

cccbehzatccc
spontan karar verdim, hatun kişisiyim. yıllar önce beşiktaş küfürlü tezahürattan ceza yemişti ve sadece kadın taraftarın olduğu bir beşiktaş maçına gitmiştik kızlarla İnönü Stadı'nda.yarın akşam bandırmaspor - gs maçına gidicem. passolig diye bir şey vardı, ne yapmam lazım?toplantıdayım araştıracak
spontan karar verdim, hatun kişisiyim. yıllar önce beşiktaş küfürlü tezahürattan ceza yemişti ve sadece kadın taraftarın olduğu bir beşiktaş maçına gitmiştik kızlarla İnönü Stadı'nda.
yarın akşam bandırmaspor - gs maçına gidicem. passolig diye bir şey vardı, ne yapmam lazım?
toplantıdayım araştıracak vakit yok.
Fanatikler yazabilir mi :)
0
cccbehzatccc
(05.02.24)
passolig al, giris bilgilerinle kart gelmeden de uygulama ile bilet alabilirsin ve maca girebilirsin. eger bilet ciktiginda alamazsan birinden bileti para karsiligi ya da tanidiksa ucretsiz alabilirsin. bilet satan kisinin senin tc kimlik numarani bilmesi yeterli. direkt bileti transfer ediyor.
0
bohr atom modeli
(05.02.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.